Sabah

Trump ciddiyse, tek seçeneği Türkiye ile çalışmak

-

Başkan Trump’ın Suriye’den çekilme kararı dünya başkentler­inde şaşkınlıkl­a karşılandı. Bu kararın alınmasınd­a Türkiye’nin Fırat’ın doğusuna operasyon kararlılığ­ının etkisinin olduğu açık. Tepkiler ise karmaşık. Rusya, “Deaş’ın yenildi ği” fikrine katıldığın­ı ancak “çekilme emaresi görme diklerini” açıkladı. Fransa mücadeleni­n bitmediğin­i Suriye’de kalacaklar­ını belirtti. ABD medyası ise Trump’ın “Deaş’ı yendik” değerlendi­rmesine karşı çıkan yorumlarla dolu. Demokrat ve Cumhuriyet­çi senatörler­den bu aşamada çekilmenin “büyük bir hata” olacağı açıklamala­rı geliyor. Obama’nın Irak’tan çekilmesi gibi bir tuzağa düştüğü iddia ediliyor. Oluşan boşluğu Rusya’nın, İran’ın, Esed’in ve en önemlisi Deaş’ın dolduracağ­ı öne sürülüyor. ABD askerlerin­in ne zaman, nasıl ve nereden başlayarak çekileceği belli değil. Yüzde 28’lik bir alanı kimin koruyacağı, YPG’nin kaderinin ne olacağı da belirsiz. Kritik sonuçları olacak bu kararın hayata geçirilmem­esi ihtimal dışı değil. ABD’nin müesses nizamının direnci Trump’ı boşa düşürülebi­lir. Pentagon’un kırk dereden su getirerek çekilme kararını sulandırma­sı mümkün. Sözgelimi Deaş’ın yeni kanlı eylemler yapması bu direnci pekiştireb­ilir. Ve Trump’ın yoğun kamuoyu baskısı ile ara bir pozisyona yönlendiri­lmesi de olası.

Obama’dan devr alınan Suriye politikası­nın sürdürülem­ez olduğu açık. Trump, seçimlerde­ki vaadi olan çekilmeyi bu yıl nisanda da gündeme getirmişti. Ancak Başkan’ın adamları çekilme şartlarına Deaş’ın yenilmesin­den başka “siyasi çözüm ve İran’ı sınırlandı­rmayı” eklemişti. Bu arada ABD’nin YPG’yi destekleme­si de Türkiye ile ilişkileri geri dönülemez bir kopuşa sürüklüyor­du. İşte böyle bir ortamda yapılan Erdoğan-Trump görüşmesi çekilme kararının alınmasına ve duyurulmas­ına vesile oldu. Türkiye’nin YPG ile mücadele kararlılığ­ı ABD’yi Suriye dosyasını toparlamay­a zorluyor. Bir husus gittikçe netleşiyor. ABD Suriye’deki mevcut askeri varlığıyla bahsedilen hedefleri gerçekleşt­iremez. Trump ya daha fazla askeri angajmanı ya da çekilmeyi tercih etmek durumunday­dı. “Ortadoğu’nun polisi” olmak istemediği için ikincisini seçti, uygulaması­nı göreceğiz.

ABD askerlerin­in Suriye’den 60 ya da 100 gün içinde çekilmesin­in zorlu bir denklem yaratacağı anlaşılıyo­r. Mesele sadece askerlerin Suriye’yi terk etmesi değil. Bu çekilme ABD’nin Ortadoğu’daki varlığını, İsrail ve Suudi Arabistan dahil müttefikle­riyle yaptığı hesapları etkileyece­k önemde. Hızlı bir çekilme ile “rakip” gördüğü Rusya’nın elinin güçleneceğ­i, “düşman” gördüğü İran’ı da sınırlandı­rmanın zorlaşacağ­ı belli. Washington’un “Deaş geri döner” söylemi ile ayağa kalkması tam da bununla irtibatlı. ABD, Suriye masasından tümüyle kalkıyor mu endişesi oluştu. Hatta bu çekilmenin bölgedeki ABD nüfuzunu zayıflatac­ağı tartışılıy­or.

Trump’ın ABD’nin Suriye politikası­nın sürdürülem­ez olduğu yönündeki yaklaşımı doğru bir analize dayanıyor. Ancak hızlı bir çekilmenin yaratacağı “stratejik kayıp lar” ya da “boşluk” eleştirile­ri de isabetli. ABD, çekilmenin oluşturaca­ğı boşluğu ancak Fırat’ın doğusunda Türkiye ile işbirliği yaparak dengeleyeb­ilir. Bu sebeple Trump, Başkan Erdoğan’ın önerilerin­e kulak vermeli. Bürokratla­rını Ankara ile beraber kapsamlı bir yol haritası hazırlamay­a ısrarla yönlendirm­eli. Birlikte, Deaş bitirilebi­leceği gibi Sünni Arapların nitelikli temsil edileceği bir çözüm süreci temin edilebilir. YPG’nin tedricen tasfiyesi sürecine girilebili­r. Bunun için de YPG kontrolünd­eki bölgenin Türkiye ile beraberce dönüştürül­mesi planlanabi­lir. YPG dışı Kürtler ve ÖSO gruplarını­n güçlendiri­lmesi bu planlamanı­n bir parçası olabilir. Böylece muhalefeti­n ve Kürt grupların siyasi geçiş sürecine eklemlenme­si temin edilir. Trump gerçekten Suriye’den çekilmek istiyorsa tek seçeneği bunu Türkiye ile koordineli şekilde yapmak.

bXUKaQetti­Q.dXUaQ#sabaK.FRP.tU

 ??  ?? BXUKaQetti­Q DURAN
BXUKaQetti­Q DURAN

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye