Sabah

Bu ihanetten ders çıkar mı?

-

ABD’nin Suriye’de çekilme kararı herkesi şaşırttı ama en çok da Kürtler adına siyaset yaptığını sanan PKKHDP ve PYD hattını şaşırttı. Aslında şaşılacak bir şey yok. İşin bu noktaya geleceği baştan belliydi. Ama ne Kandil’in baronları ne de onların yörüngesin­den çıkmak istemeyen “sivil” siyasetçil­er bunu görmek istemedi.

Tabii sadece onlar değil, onları meşrulaştı­rmak için siyaset mühendisli­ğine soyunan C+3’den sol siyasi hareket lere, hiçbiri görmedi. Oysa yakın tarihi biraz izleyen, küresel güçlerin bölgede etnik ve dini farklılıkl­arı nasıl kullandığı­nı biraz bilen, bu sonun kaçınılmaz olduğunu görürdü.

Bu gerçekler defalarca yazılmasın­a rağmen Barzani’nin KDP’sinden HDP ve PYD’ye, hiçbiri elde edilen kazanımlar­ın kıymetini bilmedi. Ne dönüp, 6talin’in 1945’te Mahabat Kürt Cumhuriyet­i girişimini, ne de ABD’nin 1975’teki Cezayir Anlaşmasıy­la Molla MustaIa Barzani’yi satışından ders çıkardı... Ne de en son Mesud Barzani’nin bağımsızlı­k hayalinin neden hüsrana dönüştüğün­e baktı.

Tarihin farklı dönemlerin­de Kürt siyasi aktörleri hep aynı yanlışı yaptı. Bunu “ihanet” olarak açıklamala­rı da gerçeği değiştirme­di. Birkaç kez yazdım, yakın tarihin en çarpıcı fotoğrafı 1975’te yaşandı. Molla MustaIa Barzani, 1973’te 1i[on yönetimind­en 1 milyon dolar yardım alarak (Tıpkı PYD gibi) bir ayaklanma başlattı ama başaramadı. Çünkü ABD Barzani’yi sattı.

Geriye 50 bin ölü ve şu ibret verici anekdot kaldı. Baba Barzani dönemin ABD Dışişleri Bakanı Kissinger’e yazdığı mektupta; “ABD’nin Kürtlere karşı ahlaki ve siyasi bir sorumluluğ­u oldu ğunu” söylerken Kissinger de ona, “*izli servis operasyonl­arının bir hayır işi olmadığını” hatırlattı.

Bu yanlışlar tarihini bilmesi gereken Mesud Barzani bile bunlardan ders almadı ki, Türkiye’yle kurulan sıcak ilişkilere ve ciddi kazanımlar­a sahip “B|lgesel <|netim” fırsatını “bağımsızlı­k” hayali uğruna heba etti. Ne çok güvendiği İsrail ve ABD arkasında durdu, ne de dünya bu çıkışını haklı buldu.

Türkiye’nin ve dostlarını­n bütün uyarıların­a rağmen inadından vazgeçmedi. Hatta 2008-2012 arasında Erbil’de başkonsolo­sluk yapan Fransız diplomat )rederiF 7issot’nun şu uyarısı bile işe yaramadı: “Kürt dostum, ‘dostunuz’ Kissinger’in 1975’te Cezayir Anlaşması’nı organi ze ederek sizi sırtınızda­n hançerledi ğini unutmayın...”

Başkan Erdoğan’ın sık sık kullandığı bir söz var; “Müslüman aynı yer den iki kere sokulmaz.” Ama ne yazık ki bu söz, Kürt siyasi aktörler için geçerli değil. Geçerli olsa döne döne aynı yanlışları yaparlar mı? Alın Türkiye örneğini... Çok değil, 2013’te Başkan Erdoğan elini taşın altına koyarak şiddeti devreden çıkartan “d|züm 6üreFi”ni başlattı. Sonra ne oldu? Bu süreç, PKK ve HDP tarafından Suriye’de pozisyon kazanmak uğruna heba edildi. Ve Türkiye’yi zora sokmak için Kobani vandalizmi, hendek vahşeti, bombalamal­ar dahil her şey yapıldı.

Sonra da antiempery­alist, sosyalist olduğunu söyleyenle­r Suriye’de ABD bayrağı altında Türkiye’ye karşı savaşmaya hazırlandı. Utanç verici ve halkları düşmanlaşt­ıran şu söz bile söylendi: “Arkamızda ABD, Rusya var. Kimse bizi durduramaz.”

Şimdi gelinen noktaya bakın. PKKHDP ve PYD hattı şimdi ne diyecek? Yeni bir “küresel komplo” mu? Ne derlerse desinler, onlar, gFalan’ın yakalandığ­ı “Büyük komplo”yu ABD’yi karşıların­a almamak için görmezden gelseler de, ABD onları kullanıp atmakta hiç tereddüt etmedi. Aslında ABD onlara değil, onlar bu pozisyona düşerek halka ihanet ettiler. Bu utanç verici sondan bir ders çıkartacak­larını da sanmıyorum.

 ??  ?? 0aKmXW ÖVÜR
0aKmXW ÖVÜR

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye