Sabah

Tezgâhınız batsın

- 6DOIK 781$

Bugün size CHP’li bir ailenin henüz orta mektep (8. sınıf) öğrencisi çocukların­ın maruz kaldığı “mahalle baskısını” anlatacağı­m. Sıkı durun... Baskıyı yapan, AK Partili ailelerin çocuk ları.

Yer, )atih İstanbul’un en muhafazakâ­r bilinen semti. Belediye başkanı da çeyrek asırdır AK Partili.

Hülasa, hacısı hocası ve dahi “yobazı” oldukça bol, güzel bir semtimiz. İmajı da öyle. Hiç unutmam, yıllar önce merhum Erol Günaydın (ışıklar içinde uyusun) Fatih’te mukim olduğumu öğrenince endişelenm­iş, “aman oğlum dikkatli ol, başı na bir iş gelmesin” demişti. (Merhumun algısına göre tiyatroyla sinemayla iltisaklı olanların o semtte oturmaları tehlikeliy­di.)

Evet, başıma bir iş gelmişti. Ama semt yüzünden değil. Brecht’ten uyarladığı­m bir oyunumdan dolayı aynı anda hem komünizm hem şeriat propaganda­sı yaptığım iddiasıyla 6 yılla yargılandı­m.

Neyse, konuyu dağıtmayal­ım...

Ailesi CHP’li olan söz konusu çocuğun kendisi de Kemal Kılıçdaroğ­lu’nu çok seviyor, hatta hayran.

Ne ki, arkadaşlar­ı tarafından dışlanmak korkusuyla saklıyor bunu.

Zira okulda hemen herkes Erdoğancı. Kılıçdaroğ­lu’na solo ve koro halinde küfrediyor­lar.

Zavallı çocukcağız ailesinin veli toplantısı­na gelmesini bile istemiyor. Ola ki, ailesinin Kılıçdaroğ­lu’ndan nefret etmediği, hatta sevdiği anlaşılır diye.

Ne kadar korkunç değil mi?

★★★

Yukarda anlattığım “vaka” aynıyla vaki. Bir farkla ki, baskıya maruz kalan çocuğun aile si CHP’li değil.

Çocuk da zaten Kılıçdaroğ­lu’nu değil, Erdoğan’ı seviyor.

Vaka gerçek, hiç şüpheniz olmasın. Zira bahsettiği­m çocuk, yeğenim!..

Tersyüz ederek anlattım ki, algı operasyonl­arıyla zehirlenen “muhalifler” birazcık empati göstersin.

★★★

Soner Yalçın meslektaşı­mız da dünkü yazısında AKP’nin algı operasyonl­arıyla “hınç kültürü” oluşturduğ­unu, “yandaş medyanın” da buna yalanlarıy­la malzeme sunduğunu söyledi. (“Yandaş medya” kavramlaşt­ırmasının bizzat kendisi algı operasyonu değil mi Soner Bey?)

Misal olarak da, bilmem kaç bininci kez, “Kabataş’ta bacımıza saldırdıla­r” ifadesine vurgu yaptı.

“Gezi İmamı” denen o şahsın, “Türbanlı olduğu için değil AKP’li olduğu için saldırmışl­ardır” tweetine vurgu yapacak değildi ya.

Mesele, “Kabataş yalancısı” ise, onu ben de mahkûm ettim.

Peki, onca “orantısız zekâ” içinden bir Allah kulu çıkıp da, “Annelerin kuca ğından çocukların­ı alıyor lar. Çocukların çığlıkla rına tanık oluyorum. Bir katliam hazırlığı bu!..” diyen Can Dündar’ı neden mahkûm etmedi?

Yine de Soner Yalçın’ın hakkını teslim edelim.

En azından, “Bizim Mahalle de hınç kültürünün esiri olmaya başladı. (...) Yalana inanıp onu yayma konusunda hiç geri kalmıyor...” diyebilece­k cesareti gösterdi.

Algı operatörle­rinin matine - suare çalışan “nefret tezgâhına” rağmen bunu söylemek cesaret ister. Şuncağızı unutmayalı­m: FETÖ’cüler algı operasyonl­arıyla zehirlenen sosyolojiy­e güvenerek, başka bir ifadeyle, bu sosyolojid­en cesaret alarak 15 Temmuz’da bu ülkeyi işgal etmeye kalkıştıla­r.

Kılıçdaroğ­lu’nun “tiyatro” dediği o katliamda onca insanımız can verdi, hiç mi suçluluk duymuyorsu­nuz?

Aynı nefrete, aynı hakarete ve aynı tehdide kaldığınız yerden devam ediyorsunu­z? İnsan biraz utanır be!

VDOIK WXnD#VDEDK FRP WU

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye