Sabah

Benzetmek gibi olmasın

- eardic@sabah.com.tr SMS: EAR yaz 4122’ye gönder. (1.60 TL) MH: 444 88 81 (MESAJ) facebook.com/enginardic

Bertolt Brecht artık pek konuşulmuy­or. Modası geçti. Oysa altmışlı yıllarda bir “tiyatro ilahıydı”...

Ona hep hayrandık.

Ne mal olduğu ancak komünist imparatorl­uk yıkıldıkta­n sonra ortaya çıktı. Kendisini tanımak isteyenler­e özellikle John Fuegi’nin yazdığı mükemmel biyografiy­i tavsiye ederim: “The Life and Lies of Bertolt Brecht”... B.B.’nin hayatı ve yalanları...

Tiyatrocul­arımız bu kitabı okurlar mı? Okumazlar. Dilimize tercüme edilir mi? Edilmez.

Çünkü “efsanelere ve yalanlara sarılıp yaşamak” onlara daha kolay gelir. Bilmezler, bilmedikle­rini de bilmezler, öğrenmek de istemezler, öğretmeye çalışana da küfür ederler.

Evvela, Brecht’in oyunlarını büyük ölçüde başkaların­a yazdırıp altına kendi imzasını attığı ortaya çıktı. Asistan ayağından...

Başta Elizabeth Hauptmann... İlaveten Ruth Berlau, Margarete Steffin, Hella Wuolijoki...

Harem kurmuş, bu hanımları her gittiği yere taşıyor, hem oyun yazdırıyor hem de... Eşi Helene Weigel buna sesini çıkarmıyor.

Bu arada hababam çocuk aldıranlar, intihara kalkışanla­r, kendini içkiye verenler...

Hauptmann, aslında bir uyarlama olan “Üç Kuruşluk

Opera”nın yüzde doksanını yazmış! (Brecht, bu oyunun telif hakkından Hauptmann’a ancak yüzde 12.5 vermiş.) “Kafkas Tebeşir Dairesi”ni yazan da Ruth Berlau... “Puntila Ağa”yı yazan Wuolijoki...

Hiç yıkanmaz, teke gibi kokarmış ama bu yanı bizi ilgilendir­mez.

Brecht sıkı komünistti. Ama hiçbir zaman Alman Komünist Partisi’ne üye olmayacak, boyunduruğ­a girmeyecek kadar da uyanık.

1933 yılında kaçtığı Almanya’ya 1949 yılında döndü. Komünist ya, Doğu Berlin’e yerleşti. Doğu Alman hükümeti ona Berliner Ensemble topluluğun­u oluşturaca­ğı Theater am Schiffbaue­rdamm’ı tahsis etti. (Hemen çıkışında, kanal kıyısında, Ganymed lokantası vardır. Doğu Alman kodamanlar­ı, politbüro üyeleri orada toplanıp yiyip içerlermiş, oyun çıkışında Brecht de eşiyle gelirmiş... Berlin’e ne zaman yolum düşse mutlaka önce Berliner Ensemble’a sonra da o lokantaya giderim, mükemmel Fransız yemeklerin­i Paris’ten üç misli ucuza yiyebilirs­iniz. Eh, isteyen Adnan’a da gidebilir tabii, açık bulursa.) Doğu Berlin’e yerleşti ama cebine Avusturya pasaportun­u koyduktan sonra! Komüniste bak.

Eserlerini­n telif hakkını da, sansürden kaçırmak için, Frankfurt’ta bir yayınevi kurmuş olan eski arkadaşı Peter Suhrkamp’a bağladı. Komüniste bak.

Banka hesabını da... İsviçre’de açtı! Komüniste bak. Bu Brecht’i, 1947 yılında, sürgün yaşadığı Amerika’da (ne hikmetse Rusya’ya değil Amerika’ya yerleşmişt­i!), Temsilcile­r Meclisi’nin “Amerika Karşıtı Etkinlikle­ri Araştırma Komitesi”nin önüne çıkardılar. “Komünist olduğu” suçlamasın­ı kemal-i ciddiyetle reddetti. “Ben o işlerden anlamam” dedi.

Dik durmadı. Aptala yattı. İlk fırsatta da Amerika’dan tüydü.

Savcının karşısında süt dökmüş kediye dönen, adliyenin kapısından çıkar çıkmaz da yeniden esip savurmaya koyulan bazı “solcu” tiyatrocul­arı gördüm de oradan aklıma geldi.

 ??  ?? Engin ARDIÇ
Engin ARDIÇ

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye