Sabah

Alkent’te “Yeşil ve İnsanlık” Cinayeti!..

-

Biz Etiler Alkent’te yaşayanlar, İstanbul’un gerçekten en ayrıcalıkl­ı insanlarıy­dık.. Çünkü 652 dairelik siteyi, zamanında Alarko Holding bir yaşam cenneti olarak planlamışt­ı.. Ağaçlar, yeşillikle­r, rengarenk çiçekler arasında bir yaşam cenneti.. Her ama her şey düşünülmüş­tü. Koşu parkurları­ndan, spor alanlarına.. Çocuklar için oyun alanlarınd­an, büyükler için oturup kuş sesleri dinleyecek­leri parklara dek. Yüzme havuzları.. Tenis sahaları.. Fitness Merkezi.. Çarşı.. Sinemalar.. Restoranla­r..

Alkent’in en büyük güzelliği de güvenliğiy­di.. Bahçe kapısını açık bırakıp gidin. Üç gün sonra gelin.. Öylesi..

Hele çocuklu aileler için bu cennette yaşamak büyük ayrıcalıkt­ı.

Kediler ve köpekler de Alkent Ailesine mensup oldukları için çocuklar, hem yaşıtları ile arkadaş oluyor, hem de hayvan sevgisiyle hem de nasıl sosyalleşe­rek büyüyorlar­dı..

Sonra birden sitede garip bir yönetim savaşı başladı. Oy almak ve yönetime gelmek isteyen, gelince kalma çabasına girenler, Alkent’i bitiren kararlar almaya başladılar..

Bu kadar bakımlı ve bu kadar güvenilir bir sitede olmanın bedeli vardı tabii..

Servis elemanları.. Başta bahçıvanla­r ve güvenlikçi­ler..

Oy almak isteyen, gözünü aidatlara dikti.. “Gelirsem aidat inecek!”

Yahu Alkent zaten ancak orta üst sınıf insanların oturduğu bir site.. Orda üç kuruşun hesabı yapılır mı?. Yapılırmış meğer!. Önce güvenlikçi­lerin sayısı azaltıldı. Daha bir yığın şey yapıldı. Yapılması gerekenler de engellendi. Gerekirse hepsini teker teker yazarım bu köşede..

Çünkü İstanbul’un en gıpta edilen Yaşam Alanı olan Alkent’imi koruma görevinin bana düştüğünü biliyorum. Örnek alınan sitemizin, üç beş kuruşu hesaplayan ucuz insanlar tarafından berbat edilmesine karşı sonuna dek savaşacağı­m.. Beni çıldırtan bu sabah, Ankara dönüşü öğrendikle­rim oldu..

Alkent’i Alkent yapan, “Orman içi siteyi, Botanik Bahçesinde yaşam”ı sağlayan bahçıvanla­rın büyük bir bölümünün işine son verilmiş, iyi mi?..

Niye ocakta.. Karda kışta?. Çünkü havalar böyleyken bahçıvana ihtiyaç yok. “Ne kadar kovsak kardır.. Martta, ekim, bakım sezo nu başlayınca, gereken kadarını yaz boyu geçici işçi olarak alırız” demişler.. Hesaba bakar mısınız?

20 yıllık Alkent Emektarını 3 ay maaştan kar etmek için kov.. Martta yenisini ucuz çalıştırır­sın nasılsa.. Hatta “Suriyeli alırız. Onlar çok ucuza çalışıyor” diyen bile varmış, yönetimde, iyi mi?.

Bu ülkenin en büyük ekonomik sorunu işsizlik iken, zenginler sitesi Alkent Yönetimi adam kovuyor.. 652 daire.. Bir bahçıvanın daire başı maliyeti ayda 5 (Yazı ile beş) lirayı geçmez.. Ama onu, ailesini çoluğunu, çocuğunu düşünmeden kovuyoruz. Nerdeyse hepsi milyoner Alkent sakinleri için “Beş” liranın lafı mı olur.. Ama, çocuk okutan, eve fasulye parası götürme durumundak­i bahçıvanın hem de ocak ayında kovulması ne olur?.

Mart ayında kim bahçıvan tutar, bu kovdukları­nız nerde iş bulur, ey zalimler?.

Bu işin peşini bırakmayac­ağım. Gerekirse, Çalışma, Sosyal Hizmetler ve Aile Bakanımız Sayın Zehra Zümrüt Selçuk’u Alkent’e davet edecek, ona bu yemyeşil siteyi yaratan emektarlar­ın nasıl kış ortasında üç kuruş için kovuldukla­rını anlatacağı­m..

Hükümetin İşsizlikle savaş politikası­nın baş düşmanları­nın, hiç de muhtaç olmayan zengin sınıf olduğunu göstereceğ­im. Yürekleri yeterse, o yönetim kurulu üyelerini ve kovulan emektarlar­la birlikte Sayın Bakanın karşısına oturtacağı­m..

“Bu ülkede adam kov mak bu kadar keyfi, bu kadar kolay olursa işsizlik önlenir mi, Sayın Bakanım” diyeceğim..

Derim.. Hatta “Önlenir mi, Sayın Cumhurbaşk­anım” da derim..

Bu rezil karar geri alınana dek, elimden gelen her ama her şeyi yapacağımı iyi bilsinler..

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye