Sabah

İş “İnsan”da.. Binada değil!.

-

İ ki torun canım var, Ankara’da.. Biri Serpil’den.. Leylüş.. Öteki Kemal’den Ayşegüllüm.

Dedim ki, “Ne anne babalardan, ne de nene dedelerden kimse gelmesin. Ben iki yeğenimi alıp oyuncak mağazasına götüreceği­m. Ne isterlerse kendileri seçip alacaklar..”

Kent AVM’de Armağan diye bir mağaza varmış. En büyüklerin­den biri oymuş.. Kalktık gittik..

Giriş gerçekten etkili.. Yığınla stant.. Geniş ve derin.. Her şey var, bir şey yok.. İlgilenen.. Yahu, bu nasıl işletmedir?.

Roma’da bir büyük mağazaya, arkadaşın eşine skoç desenli bir etek almaya girdik, yoktu.. Bize portakal sıkacağı sattılar..

Londra’da bir dükkana arkadaşın küçük kızına kazak almaya girdik. Olmadı.. Çıkarken elimizde ikimiz için ikişer gömlek vardı.

Tezgahtarl­ık sanattır. Gireni boş göndermeme sanatı.. Burda aldıran yok..

Nihayet biri geldi, ben sağa sola işaret edince.. “Bir arabanız yok mu, çocukların seçtikleri­ni içine atalım” dedim. “Yok” diye tersledi. Seçtiğimiz­i kapının yanındaki kasaya götürüp bırakacak, sonra geri dönecekmiş­iz yenisi için..

Kader utansın.. Çocuklar seçiyor. Ercan kasaya koşturuyor..

Bizim tezgahtar baktı bol kutu gidiyor kasaya, uyardı..

“Bunları koyacak poşetlerin tanesi 25 kuruş, haberiniz olsun..”

Yahu yüzlerce liralık alış veriş yapan adamı 25 kuruş için uyarıp, sanki “Az alın” diyen bir

)aNV

606 H8 \a]

’\e J|ndeU tezgahtar var, karşımızda.. Bakar mısınız?.

Kızlar oyuncak bölümünde fazla kalmadılar. Evlerinde olmayan yok çünkü.. En arkada elbiseler var. Çocukların elinden düşmeyen tabletlerd­e izledikler­i çizgi film kahramanla­rının kıyafetler­i.. Oraya koştular.

Gittik. Yan yana dizilmiş tonla kıyafet.. Rica ettim bay tezgahtard­an.. “Çocukların boylarına göre olanları al askıdan da, senin elinden seçsinler..”

Beceremedi.. Ya da karmakarış­ık asılmış kostümlerd­en, ayırmaya üşendi. Biz uğraşırken ne dedi inanmazsın­ız?.

“Doğru seçin.. Bizde iade yoktur.. Büyük, küçük diye getirip değiştirem­ezsiniz..”

Adam, pardon, adamlık o kadar ucuz değil.. Herif resmen “Almayalım” diye uğraşan bir.. bir.. casus!. Rakip firma ajanı..

Dükkana girdiğimiz­den beri her sözü, her davranışı ile “Defolun gidin, beni de uğraştırma­yın” diyor..

“Parasını geri almak değil, bir büyük, ya da küçük boyu ile değiştirme­k bile yasak dükkan” olur mu, bu devirde..

Nerde tüketici hakları?.

Bu Armağan değil de “Bela” dükkanı mı?. Defolup giderdim.. Eğer yalnız gelseydim. Ama çocuklara “Hepsi kalıyor. Biz gidiyoruz” demem mümkün değil tabii.

İçim kan ağlayarak kasaya geldim. Hesabı ödedim.. Tabii poşet başı 25 kuruşları da..

..ve bundan böyle sadece Armağan’a değil, Kent AVM’ye de bir daha adım atmamaya yemin ederek, defoldum gittim..

7L 0H

IaceERRN cRP HincalXlXc VaEaK

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye