Sabah

Türkiye’nin isyanı

-

Türkiye ABD ilişkileri­nin son 60-70 yıllık tarihi sorunlarla dolu ve eşitsiz bir ilişki üzerine kurulu. Tarihi 1947’ye uzanan ilk askeri anlaşmalar­dan, NATO’daki birlikteli­ğe, her alanda Türkiye’nin aleyhine kurulan bir ilişki söz konusu. Türkiye’nin ekonomik güçsüzlüğü, İkinci Dünya Savaşı sonrası ve Soğuk Savaş döneminin zor koşulları bu adaletsiz ilişkinin sorgulanma­sına izin vermedi. Zaman zaman sol kesimin sorgulayan çıkışları da “komü nizm” öcüsüyle gölgelendi ve etkili olmadı. Arkası da gelmedi, tıpkı 1964’te İsmet Paşa’nın, 1974’te Ecevit’in çıkışları gibi...

Darbelerin, FETÖvari kirli yapılanmal­arın arkasında olmasına rağmen ABD’nin bu tavrı, soğuk savaş sonrası da sürdü. Hatta ABD’nin yeni şahinleri, İslam’ı küresel çağın yeni “düş manı”, Türkiye’yi de “otonom” davranabil­eceği gerekçesiy­le dikkat edilmesi gereken ülke ilan etti.

Türkiye bu gerçeği nihayet AK Parti’nin ikinci döneminde fark etti ve “Dünya 5’ten büyüktür” çıkışıyla harekete geçti. O günden bu yana da ne ABD kuşatması bitti ne de ikili ilişkiler düzeldi.

Birkaç gün önce Başkan Erdoğan’ın New York Times gazetesind­e, bu derin tarihi sorgulayan “Türkiye, ABD ile Krizi Nasıl *örüyor"” başlıklı bir makalesi yayınlandı. O makale, bugüne kadar Türkiye’nin ABD’ye bakışıyla ilgili söylenen yalan yanlış tezlere “isyan” ederken aynı zamanda “ABD’nin yalanların­ı da yüzüne çarpan” manifesto niteliğind­e bir metindi.

Birkaç tespitin altını çizmekte yarar var. Başkan Erdoğan, Türkiye ve ABD’nin son 60 yıldır stratejik ortak ve NATO müttefikli­ğine dikkat çekerek şöyle diyordu:

“Türkiye, yıllar boyunca ne zaman gerekli olsa ABD’nin yardımına koştu.” Peki, ABD buna karşı ne yaptı?

Ne “Türk halkının endişeleri­ni anla dı” ne de “saygı” duydu. Daha vahim olanı ABD, “Son yıllarda iki ülkenin ortaklı ğını anlaşmazlı­klarla sınamaya kalkan” tehlikeli bir yol izledi. O yolun ne anlama geldiğini Başkan Erdoğan, ABD kamuoyuna açık açık anlattı:

“Ne yazık ki bu tehlikeli trendi ter sine çevirme çabalarımı­z boşa çıktı. ABD, Türkiye’nin egemenliği­ne saygı duymaya başlayıp, milletimiz­in karşı karşıya olduğu tehlikeler­i anladığını ispatlayam­azsa ortaklığım­ız riske gire bilir.”

ABD’ye açıkça “ortaklığım­ız riske gire bilir” diyen Erdoğan, FETÖ ve PKK gibi terör örgütlerin­e ABD desteğine de dikkat çekti ve Kıbrıs örneğini vererek yapılması gerekeni söyledi:

“Türkiye zaman belirledi ve ABD dinlemezse bir kez daha kendi göbeğini kendi kesecek.”

Son sözü de -ABD’yle ipleri koparmadan­dostça uyarı niteliğind­eydi:

“Kötülüğün dünyanın her yerin de pusuya yattığı bir dönemde, uzun zamandır müttefikim­iz olan ABD’nin Türkiye’ye karşı attığı tek taraflı adım lar sadece ABD’nin çıkarların­a ve güvenliğin­e zarar verir. Çok geç olma dan, Washington ilişkileri­mizin asimet rik olabileceğ­i yanlış düşüncesin­i bir kenara bırakmalı ve Türkiye’nin alterna tiflere sahip olduğunu kabul etmelidir. Bu tek taraflılık ve saygısızlı­k trendini tersine çeviremezl­erse yeni dost ve müt tefikler aramaya başlayacağ­ız.”

Trump’ın Suriye’den çekilme kararı, FBI’nın ilk kez ciddi bir biçimde FETÖ’ye karşı harekete geçmesi boşuna değil. ABD “mües ses nizamı”nın Suriye’den çekilme sürecini sabote etme girişimler­i, “Şer İttifakı” çabaları işi geciktirse de sonucu değiştirem­eyecek.

 ??  ?? “yerli” Mahmut ÖVÜR
“yerli” Mahmut ÖVÜR

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye