Sabah

Dönüp 1996 sonbaharın­a bir daha bakmalıyız!

- (GLW|r: Mesut ALTUN - Tasarım: Uğur KIRIMLI

“T ürkiye, Birleşik Devletler’in anah tar stratejik orta ğı olarak kalmak mecburiyet­indedir... Türk askeriyesi, bu sonucu elde etmeye doğru daha büyük çaba sarf etmesi için harekete geçmeye zorlanmalı­dır. Bu konuda aksiyon planlarını­zı ve yorumların­ızı bekliyorum.”

Zamanın ABD Dışişleri Bakanı Warren Christophe­r’ın Ankara’daki büyü kelçisine gönderdi ği kripto (gizli) mek tubun meşhur “darbe çağrısı” yapan bölümü böyle. Tarih 30 Ekim 1996.

Salih Tuna dünkü yazısında Christophe­r’ın mektubunda­n bahsetti ve yukarıdaki cümleleri alıntıladı.

Gerçekten çok kritik bir vakadır ve üzerinde yeterince durulmamış­tır; hatta gözlerden kaçırılmay­a çalışılmış­tır.

Refah-Yol hükümetini­n açıkça hedef alındığı bu mektuptan sadece dört gün sonra Susurluk kazasının geldiğini ve ardından bir takım “derin” düğümlerin hızla çözülüverd­iği... Susurluk bahanesiyl­e önce “irtica” yaygarasın­ın başlatıldı­ğı, dört ay sonra da “postmodern darbe”nin geldiği... Unutulmama­lı.

★★★

İsmail Nacar ve Şamil Tayyar’ın kitapların­a aldığı, rahmetli Erbakan’ın da defalarca sözünü ettiği gizli mektupta başka neler yazıyordu?

Bence şu bölümü de hatırlamak­ta fayda var... “Türk hükümetini­n milli eğilimleri­nden ve Başbakan Erbakan’ın ideolojisi­nden ilham alarak dış politikayı Batı’dan ayırıp Arap ve Müslüman dün yasına doğru yeniden yön lendirmesi­nden dolayı derin endişedeyi­z. Kanaatimiz­ce Türkiye’nin İran, Irak, Libya, Nijerya ve Sudan ile bağlarını kuvvetlend­irmek konusundak­i mevcut tutumu, bizim milli KaVmet EaEaRJOX#VaEaK FRm tU S0S HAS0ET \a] ·\e J|QGeU TL 0H menfaatler­imize aykırıdır, düşmancadı­r.”

İnsan, acaba bugün ABD Dışişleri’nden Ankara’daki elçilikler­ine böyle bir mek tup gönderilse ne yazılır, diye aklından geçiriyor.

Mesela “Türkiye’nin Rusya ve Çin’le bağlarını kuvvetlend­irmek konusundak­i tutumu” diye bir ibare geçer mi?olur mu?

Ya da “Türkiye’nin Afrika’da güçlenme çabaları bizim milli menfaatler­imize aykırıdır” diye bir cümle?

★★★

Hepsi bir yana...

Ne zaman 28 Şubat süre cine dönüp baksam, olup bitenin öncesi ve sonrasıyla hâlâ doğru düzgün ele alınmadığı­nı düşünüyoru­m.

Hele işin “dışarı”daki ucu hâlâ kaba yorumlar ve sloganlarl­a geçiştiril­iyor. Olmaz!

Özellikle ekim, kasım, aralık 1996’da olup biten lere ve FETÖ ve uyduruktan ulusalcıla­r dahil ABD par mağının uzantıları­na dönüp bir daha bakmalıyız.

Artık karanlık bir yan kalmasın!

IaFeERRN FRm KaVmetEaEa­RJOX VaEaK

 ??  ?? Haşmet BABAOĞLU
Haşmet BABAOĞLU
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye