Açıklama.. “Türkiye’de grip geçen yılın bile altında”ymış!.
Bakın 31 Ocak’ta bu köşede ne yazmışım.. “Domuz gribinden 2018’de 119 kişi ölmüş Kaliforniya’da. Yarıdan fazlası 65 yaşın altında.. 22’si çocuk.. Toplam sayı 2017’de 23’müş. 2016’da ise sadece 3.. Artışın korkunç hızına bakar mısınız?.
Ölüm sebebinin genç yaşlarda daha çok olma sebebi, yaşlıların daha evvel geçirdikleri çeşitli griplerle bir ölçüde bağışıklık kazanmaları. Oysa hele bu korkunç domuz gribi virüsü yani tıp adıyla HINI, bağışıklığı olmayanları fena çarpıyor.
Safter haberinde, domuz gribinden bugüne dek Amerika’da 12 bin 469 kişinin öldüğünü söylüyor. Amerikan Sağlık Bakanlığı ve eyalet sağlık sorumluları 6 aylık bebeklerden başlayarak derhal aşı olunması gereğini duyurmuşlar..
Peki bizde durum ne?.
Ben, resmen yarı yoldan döndüm. Dönmemde baş rolü her yıl muntazam yaptırdığım grip aşıları oynadı.
Ağabeyim İzmir’de öyle.. Kemal farksız. Dört kardeşin üçü..
Gazete dökülüyor. Editörüm Fikret’i aradım işe dönünce.. Eşi ile birlikte perişan yatıyormuş..
İzmirli dostum, Yaşar Üniversitesi’nden Hakan Atis’i aradım.. “Perişanım Hıncal Ağbi” dedi.. “Eşim İzmir’de, kızım İstanbul’da domuz gribinden yatıyor. İki arada ne yapacağımı şaşırdım..”
Kimi arasam ya kendi hasta, ya ailesinden birisi.. Siz etrafınıza bakın.. Bu ölümcül salgının ne kadar yaygın olduğunu hemen göreceksiniz.. Peki, Devlet ne yapıyor?.
Sağlık Bakanlığı, salgının yoğunluğu ve Ankara’da tehlikesi hakkında halkı uyardı mı?. Bunu yapmazsa Sağlık Bakanı ne yapar?.”
Ayni yazıda, İstanbul İl Sağlık Müdürü’nü alenen ve resmen göreve davet etmişim.
“İstanbul İl Sağlık Müdürü.. Açıklayın..
1İstanbul’da bu yıl hastanelere grip şikayeti ile kaç kişi baş vurmuştur?.
2- Kaç kişi hastaneye yatırılmıştır?.
3- Kaç ölüm vakası kaydedilmiştir?.
4- Özellikle Domuz gribine karşı ne yapılmalıdır? a) Yakalanmamak için.. b) Yakalandıktan sonra. Ya da açıklayın.. “İstanbul kentinde dikkate değecek, lafını edecek bir Domuz gribi salgı nı yoktur. Vatandaşlar telaşa kapılmasın, gönüllerini ferah tutsunlar..”
.. İstanbul İl Sağlık Müdüründen “Çıt,” ama çıt çıkmadı. Bu ülkenin en çok satan gazetelerinden birinin en çok okunan köşesinde, halk sağlığını fevkalade ilgilendiren bir konuda ismi verilerek soru sorulan makamın kılı kıpırdamıyor bakar mısınız?.
Onların yerine, Ankara’dan altında “Sağlık Bakanlığı Basın Müşavirliği” yazan ama nedense kimliğini gizleyen birinden bir açıklama geldi, Sayın okurlar..
Ne diyor o “Gizli kalayım” diyen kişi, tahmin edemezsiniz..
Hani “Ya sorularıma cevap verin.. Ya da” diyorum ya..
Adını gizleyen müşavirin yanıtı.. “Ya da..” şıkkı, iyi mi?.
“Dikkate değecek, lafını edecek bir Domuz gribi salgını yoktur. Vatandaşlar telaşa kapılmasın, gönüllerini ferah tutsunlar” diyor gizli müşavir..
Vallahi de, billahi de öyle diyor.. Bakın aynen alıyorum, resmi ve yazılı açıklamadan.
“Grip vakalarının artarak salgın boyutuna ulaştığı yönündeki yorumlar, her grip sezonunda gündeme gelmektedir. Özellikle son haftalarda Avrupa’da ve Kuzey Yarıküre ülkelerinde olduğu gibi ülkemizde de grip ve grip benzeri hastalık sayılarında artış söz konusudur, ancak bu artış beklenen düzeyde seyretmektedir. Ülkemizin de yer aldığı Kuzey Yarıkürede Ekim ve Mart ayları arası grip hastalığının mevsimsel olarak görüldüğü dönemdir. Bu aylar içinde hastalık bir dönem zirve yapar. Geçtiğimiz kışın zirve dönemi Aralık ayının son haftası olmuştu, bu kışın zirve dönemi ise içinde bulunduğumuz Ocak ayının son 10 gününde görülmüştür.
Özetle gripte, mevsim normallerini aşan bir salgın söz konusu değildir.
Grip salgınına bağlı ölümlerde de artış söz konusu değildir. Son iki aydır İstanbul başta olmak üzere ülke genelinde grip nedeniyle acil servislere başvurular artmıştır. Ancak bu artış, geçen yılın aynı dönemine oranla değerlendirildiğinde; yine olağanüstü bir durumun olmadığını görmekteyiz.
Öte yandan mevcut grip vakalarının, kamuoyunda domuz gribi salgını olarak tanınan İnfluenza A (H1N1) virüsünden kaynaklandığı yönünde kamuoyuna çeşitli haber ve yorumlar yansımaktadır. Bu haber ve yorumlar gerçeği yansıtmamakta ve halkımızda gereksiz tedirginliğe yol açmaktadır. Bakanlığımız tüm yıl boyunca hangi grip virüslerinin etkili olduğunu ve hastalığın seyrini takip etmekte ve haftalık olarak hazırladığı raporları internet üzerinden kamuoyu ile paylaşmaktadır. Bu raporlara göre bu grip sezonunda hem İnfluenza A hem de İnfluenza B virüsleri saptanmaktadır. 2009’da küresel bir salgın olarak ölümcül etki uyandıran İnfluenza A(H1N1) virüsü artık domuz gribi olarak tanımlanmamaktadır, insanlarda normalde görülebilen mevsimsel grip virüsleri arasında tanımlanmaktadır. Ülkemizde halen dolaşımdaki baskın grip virüsü İnfluenza A(H3N2) virüsüdür. Çok az da olsa İnfluenza A(H1N1) virüsü ve İnfluenza B virüsü de bulunmaktadır. İnfluenza virüsleri dışında grip benzeri hastalıklara neden olan diğer solunum yolu virüsleri de dolaşımda yüksek düzeyde yer almaktadır.
Dolayısıyla, halk sağlığını tehdit eden, halkımızın kaygı duymasını gerektirecek beklenmedik bir salgın söz konusu değildir.” Hadi bu akşam rahat rahat uyuyun sevgili okurlar..
Dikkate değer bir salgın yok. Hele Domuz gribi zaten yok.. O artık sıradan griplerden biri.. Siz söylenenlere bakmayın. Başta benim yaşadıklarım ve yazdıklarım hepsi palavra..
Özür dilerim..
Kanımda “H1N1” virusü bulan, “Siz Domuz gribisiniz” diyen, derhal serum taktırıp, üç önemli ilaç yazan ve “Çok dikkatli olmalısınız. Bıçak sırtında yaşıyorsunuz. Genel durumunuzda en küçük değişiklik olursa beni hemen arayın” diye cep telefonunu veren doktor ve tüm testlerimin yapıldığı hastane adına da özür dilerim..
80 milyonu aldatmaya kalktık, iş birliği yaparak.. Ama işte gerçek güneşi ortaya çıktı..
İyi uykular, mutlu rüyalar!.