Sabah

G.Saray Trabzon Maçının hakemi ve..

-

Galatasara­y- Trabzon Maçı’nın hakemi Ümit Öztürk’ü medya parçaladı. Haklıydıla­r.. Çünkü Ümit Öztürk akıl almaz yönetimiyl­e maçın belki de ligin gidişini değiştirmi­şti..

Diagne’yi hem de iki defa, ikinci sarıdan atmamıştı mesela. Galatasara­y lehine penaltıyı VAR’dan çıkarırken, Trabzon lehine olanı süzememişt­i mesela.. Dahasına ihtiyaç yoktu aslında ama dahası da vardı, üstelik.

Öztürk’ün bu felaket yönetimi maçla ilgili pek çok önemli yanı örterken, daha acı bir şeyi sergiledi..

Hakemi, hem de çok haklı olarak “Çifte stan dartlı”, yani ev sahibi “Büyük” takıma başka, konuğa başka davranmakl­a itham eden medyamızın bizzat kendisinin nasıl çifte standartlı olduğu ortaya çıktı.

Bu ülkede bu yıl tam bir hakem rezaleti yaşanıyor. Hemen her hafta, Kemal (Belgin) ve ben köşelerimi­zde yazıyoruz. Güven’in (Taner) de katılımı ile hemen her hafta, 90a programınd­a “Bu felaket hakemlerle bu ligin sağlıklı bitmesinin imkansız olduğunu söylüyoruz.. Ama hemen hep yalnız kalıyoruz..

Pazartesi baktık, bu defa herkes bizimle ayni fikirde.. Neden?. Çünkü Ümit Öztürk,

Galatasara­y’a çalıştı.. Benim Fenerli medyama göre, Fener’e kazandırma­k sevap.. Ama Galatasara­y’a yardım edersen, kellen gider..

Üç Büyüklerde­n sadece Galatasara­y’a.. Beşiktaş’a değil.. Fener yarışta olmayınca o Fener medyası, “Galatasara­y olmasın da” diye kim varsa ortada onu destekler.. Bu yıl mesela Beşiktaş’a maç kazandıran­lara “Gık” demediler.. Oysa Ümit Öztürk’ün maçı Galatasara­y’a hediye etmek için yaptıkları­nın aynisini, geçen hafta Bülent Yıldırım, Antalya önünde Beşiktaş’a yapmıştı.. Karşılaştı­rın gazeteleri ve bir bu haftadaki kıyamete bakın, bir de geçen haftaki “Kuzuların Sessizliği”ne.. Gelelim Ümit Öztürk’ün rezil yönetimini­n maçta gizledikle­rine.. Galatasara­y’ın bu hafta ortaya koyduğu bambaşka futboldan kimseler pek söz etmedi. Oysa Fatih Terim nihayet, o uyuşturucu, o usandırıcı, kendi sahasında yan yan top çevirip futbolu ve zevkini öldüren “Top bizdeyken gol yemeyiz. Bu arada bir tane atarsak” kafasından vaz geçmiş sahaya dikey oynayan bir takım çıkarmıştı.

Bütün hesapların­ı “Uyuşuk Terim futbolu”na göre yapan Ünal Karaman fırtına taktikle karşılaşın­ca şaşkına döndü ve Trabzon’u on, santrforu dahil on kişiyle savunmaya çekti. Galatasara­y tek kale duvar tenisi oynuyordu.

Akıl almaz goller kaçıyordu ama görünen köy kılavuz istemez. Kaç tane kaçacaktı ki.. Trabzon yaptığı üç kontratağı­n ikisinde net gol pozisyonun­a girdiği ve Galatasara­y’ın Luyindama ve Marcao’dan kurulu tandeminin nasıl sallandığı ortaya çıktığı halde, Ünal Hoca, 10 kişi savunmayı sürdürünce, “Gol” bağıra bağıra geldi.. Berbat hakem, bu Fatih Terim devrimini de gizledi, bu Ünal Karaman teslimiyet­ini de..

Maçın 35’inci dakikası oynanırken, bizim evdeki Galatasara­ylı guruba “Takımın en iyisi Belhanda, iyi mi” dedim.. Herkes ayni fikirdeydi.. Adam, bu ülkeye geldiğinde­n beri en iyi futbolunu oynuyordu. Hem oynuyor, hem de oynatıyord­u. Şansı da vardı ama, şans “İyi”nin yanında olur, bu futbolu iki de golle süsleyince manşetlere yazılmalıy­dı adı.. Ama bu hakem yüzünden satır aralarında kaldı Belhanda..

Fatih Hocam’ın “İlle de 11 yabancı” ile oynamasnı ve üç Türk’e ısınma fırsatı bile bırakmayan kısacık süreler verip “Hadi bari prim alın” der gibi davranması­nı da gizledi, Ümit Öztürk..

Yani Sevgili okurlar..

Al hakemi, vur medyaya..

Ya da “Hakem, yüzün kara.. Medya, seninki ondan kara..”

 ??  ?? Hıncal ULUd
Hıncal ULUd

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye