Sabah

CHP çöküşün eşiğinde

-

CHP’nin yaşadığı karmaşa herkesin malumu. Parti kaynıyor. Şimdiye kadar Kılıçdaroğ­lu tüm başarı sızlığına rağmen delege yapısı sayesin de ayakta kalmayı becerebild­i. Aslında bu özel bir beceri gerektirmi­yor. Delege sayesinde ayakta kal mak o kadar da zor değil. Ancak bu kez durum ciddi. Deniz bitti. Anladığım kada rıyla CHP’nin için deki muhalifler yeni bir başarısızl­ığı garan ti görüyor olsa gerek, herkes bayrak açma ya başladı. Muharrem İnce sesini yükseltti. Gürsel Tekin en üst per deden söylenmesi gere ken her şeyi söyledi. Akif Hamzaçebi istifasını sundu. Parti teşki latlarında binin üzerinde istifa yaşandı. Canan Kaftancıoğ­lu gitti geldi.

Bunca olanı sadece aday belirleme hatalarına bağlayamaz­sınız. CHP ilk defa yanlış adaylar belirlemiy­or. Ama bu kez muhalifler daha cesur bir pozisyon alma şansına sahip. Çünkü Kılıçdaroğ­lu dele geleri kontrol etse de artık meşruiyeti ni koruyabile­cek gibi değil. Hadi seçim kazanamıyo­rsun bari partini idare edersin. Ama partiyi de bölük pör çük ettiysen neden hâlâ o koltukta oturuyorsu­n derler adama.

Kılıçdaroğ­lu partisi için bir yük haline dönüştü. Tek derdi kendi koltu ğunu korumak. Parti teşkilatla­rı buna göre düzenlendi. Adaylar buna göre ayarlandı. Dışlanması gereken isimler dışlandı. Hatta muhalefet bayrağı açma ihtimali olan isimlerin yakın çevreleri bile temizlendi. Bu şartlar altında Kılıçdaroğ­lu’nun koltu ğunu tehdit edecek kimse kalmadı. Ancak Kılıçdaroğ­lu bunu yaparken partinin içini boşalttı. Kimliksizl­eştirdi.

Bugün CHP’ye baktığınız­da sadece iki özelliğind­en bahsedebil­irsiniz. Birincisi Kılıçdaroğ­lu’nun koltuğunu koruma siya seti. İkincisi Erdoğan nefreti. Bunun öte sinde CHP’ye oy veren insanlara sorsak CHP’nin neyi temsil ettiği ni söylemesi çok zor. Ulusalcıla­rdan, Kemalistle­re, marjinal solcularda­n, sos yal demokratla­ra kadar geniş bir yelpaze çaresizlik­ten CHP’ye oy vermeye devam ediyor. Ancak son genel seçimde tüm bu grupların umutlarını­n nasıl kırıldığın­ı hep beraber gördük. Ortada seçmeni pozi tif anlamda motive edecek bir unsur kal madı.

İyi veya kötü. Baykal dönemin de CHP’nin bir çizgisi vardı. Ve Baykal partiyi kontrol edebiliyor du. Kılıçdaroğ­lu ne seçim kazana biliyor, ne kimlik oluşturabi­liyor, ne de partiyi yönetebili­yor. Bugün CHP Saadet’ten HDP’ye kadar her türlü aktörle ittifak yapan bir kuruma dönüştü. Genel Başkan’ın Erdoğan nefreti ve kol tuğu kurtarma gayreti partiyi çökertiyor. Artık bu durum yönetileme­z bir aşamaya geldi. Koskoca CHP hiçbir başarısı olmayan bir Genel Başkan’ın kişisel hesapların­a ve Erdoğan saplantısı­na kurban gidiyor.

Bu durumdan ancak iki sonuç tan biri çıkar. Muhalifler birleşebil­ir se, Kılıçdaroğ­lu’nu gayrimeşru ilan ederek ve parti içinde kalarak bir kaç yıl içerisinde Kılıçdaroğ­lu’nu tasfiye edebilir. Eğer birleşemez se ve Kılıçdaroğ­lu koltuğunu korur sa, parti hızlı bir gerileme ve çöküş sürecine girer. Ben muhalifler­in hal ve hareketler­ine baktıkça birinci ihtima lin zayıf olduğunu düşünüyoru­m. İşte bu nedenle kendine kimlik oluşturama yan CHP’nin bölünüp çökme ihtimali çok daha yüksek. Eğer CHPli muhalifler par tiyi kurtarmak istiyorsa, önce birleşmeyi sonra da partiye bir kimlik önermeyi cid diyetle ele almalı. Bölük pörçük açıklama lar yapmak ne sizi kurtarır ne partinizi.

 ??  ?? HDVDn BDVri YALÇIN
HDVDn BDVri YALÇIN

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye