Muhalefetin patlıcan ve AKP aşkı
Makam mevki, mal mülk sınavından kimi geçer, kimi de çakılır. Bu da gayet anlaşılır bir şeydir. Sınavı geçenlere ne mutlu! Lakin, bir sınav bittiğin de diğeri başlar; kesintisiz agah olmak şart. Hayat son nefese kadar sınavdan ibaret. Çakılanlar mı?
Elde ettikleri ni kaybetmemek için mütemadiyen alçalırlar.
İşin tuhafı, alçaldıkça yük seldiklerini sanır lar.
Korkunç bir zil lettir bu.
Daha korkuncu da var: Hiç sınava girmeden çakılmak! Nasıl mı? Günümüz muhalefe gibi. ti
★★★
Suriye politikası üzerin den iktidarı kıyasıya eleştiriyor sunuz...
Bu politikanın mima rı Davutoğlu’na güzellemeler yapıp, “hakkımızı helal edi yoruz” diyorsunuz.
Cumhurbaşkanı adaylığı na engel olmak için Anayasa Mahkemesi’ne koştuğunuz Gül’e “çatı adayınız” olması için yalvarıyorsunuz.
PKK’nın silah bırakması ve teröre zemin oluşturan “sorun ların” çözülmesi için §üoün cü taraf”tan bağımsız şekilde) başlatılan “çözüm sürecine” karşı çıkıyorsunuz...
Sonra da “üçüncü tara fın” Suriye’deki koluna binler ce TIR silah verdiği PKK’nın siyasi kanadıyla “ittifak” kuruyorsunuz.
Deşifre olduktan sonra bile FETÖ’ye kol kanat geri yor, medyasının önünde nöbet tutuyor, 15 Temmuz’a “tiyat ro” diyorsunuz.
Demokrasiden çoğulculuk tan bahsediyorsunuz...
Parti içi demokrasiye tahammül göstermiyor, muha lifleri tasfiye ediyorsunuz.
Meral Hanım’ın İP’i de pek farklı değil.
Ahlak, ilke, tutarlılık falan diyerek yola çıktılar, AKP’li İdris Naim Şahin’e kadar savruldular. Vahametin boyutunu Umut Barış Erdoğan’ın istifa dilekçesi özetliyor: “Kurucusu olduğum İYİ Parti’den adı terör örgütü ()(7g) ile anılan bir şahsın ısrarla bele diye başkan adayı yapılmak istenme sini kabul etmem mümkün değildir (...) İstifamı açık ladıktan sonra yoğunlaşan tepki ler sonrası senar yoda değişiklik yapmak zorun da kalanlar daha sonrasın da yaptıkları açıklamalarla İYİ Parti’nin hangi anlayışla yöne tildiğini tekrar kamuoyuna gös termişlerdir...”
★★★
AK Parti, 16 yıllık kesin tisiz iktidarı süresince harici ve dahili onca badirelerle boğuş muş. Reelpolitikle yüzleşmiş. Güç ve kudretle sınanmış...
Yetmezmiş gibi Erdoğan karşıtı AKP’lilerin sinsi likleriyle mücadele etmek zorunda kalmış.
Hepsinden öte 16 yılda 10 kez seçime, yani, sınava gir miş.
Her sınavdan geçer not aldığı halde, özeleştiriden vaz geçmemiş, mental yorgunlukla hesaplaşmaya çalışmış.
Muhalefet de sınava gir miş kalmış, girmiş kalmış, gir miş kalmış...
Gelgelelim, ders alacağına daha da savrulmuş. O kadar ki, PKK ve FETÖ’nün umudu haline gelmiş.
Şimdilerde sebze meyve fiyatlarına öyle bel bağlamış ki tanzim satışlarını kuyruk san cısına dönüştürmüş.
Geçenlerde mor elbi se giyen Meral Hanım’a, İP Başkanvekili Lütfü Türkkan, “elbiseniz patlıcanı hatır latıyor” demiş. Meral Hanım da “mesaj vermiyorum ama şuur altı mesaj veriyor” karşılığını vermiş...
Kılıçdaroğlu da şuur altı nı çalıştırıp aynı yöntemle mesaj verebilir.
Hıyar veya maydanoz yeşi li fena gitmez mesela.