Yaşa sen Serenad!.
“Kadın, o dönemde söylediği şarkı lar yüzünden hapse atılmıştı. Ailesi ondan haber alamıyor merak ve çaresizlik içinde bekliyordu.
Bir sabah, kadının ağabeyi gazeteyi açtı ğında kız kardeşinin arkadan elleri kelepçe lenmiş fotoğrafını gördü. O an yüreğindeki acıyı ve belki de gururu; kardeşine hüzünlü bir şarkı yazarak dile getirdi.
Figan, sevdasıdır deli bülbülün Bülbüle tuzaklar kurulur mu hiç Avcılar, zalim avcılar Bülbüller zincire vurulur mu hiç?
İşte o kadın Türkiye’nin sınırları aşmış efsane sesi Selda Bağcan ve ağıtı yakan ağabeyi, benim de canım babam Savaş Bağcan’dı. İki kardeşin gönülden gönü le akan sevgisinin sesi olmak beni heye canlandırdığı gibi hüzünlendirdi de. Bülbüllerin susturulmaması ümidiy le..”
Serenad Bağcan gün lerdir arabamın setinde benimle gidip gelen albümündeki Bülbül şarkısını böyle anlatıyor işte..
Babası Savaş, Ankara yıllarında en sevgili arkadaşlarımdandı. Kardeşleriyle bir üçlü oluşturmuşlar, Tunus Caddesi’nde açtıkları kendi gece kulüplerinde Latin müzi ği yaparlardı. Biz Ankara gençleri de bayılır dık.. Diskotekler çıktı, mertlik bozuldu. Canlı müzik öldü.
Bir Bülbül şarkısı neler hatırlattı bana.. En sondaki Mağusa Limanı türküsüne de bayıldım.
Kıbrıs senden sorulur, Ertan Birinci kar deşim. Bu satırlar sana..
Sıla 4’ün Kıbrıs Gelini şarkısı benim Kıbrıs Milli Marşımdır, bilirsin. Senin Genç Radyo sayesinde bütün Kıbrıs öğrendi bunu..
Al sana ikin ci Kıbrıs şar kım.. Mağusa
Limanı..
Gerisi Genç
Radyo’ya kalmış..
Anladın?..