34 SA 1228!.
Altında o devasa ve fevkala de gösterişli, pahalı araba var diye, kendini yolların kralı sanan adam!.
Sağa dönecek araba sağ şerit ten gider. Yollar senin ya, sol dan gelip üzerimize kırdın, kav şağa bir metre kala.. Kazayı zor önledik. Arkamıza gireceğine solda kaldın. İkinci şeritten bizim gazete nin ordaki yan yola girmen müm kün değil. Çünkü o yol iki şerit. Soldan gelen uyanığa yer yok. Bizi beklemek zorundasın.. Ama biz de beklemek zorundayız..
Çünkü yaya geçidinde yaşlı bir hanımefendi var. Hava yağmur lu.. Köşede bir yazı var. “Sağa dönüşlerde yayaya dikkat edi niz.”
Yazmasa ne olacak ki?. İnsanlık öldü mü?.
Ama sende ölmüş.. Korna çalıyorsun bize, duruyoruz diye.. O korna şoför dilinde sövmek demek. Biliyorum..
Hepsini de sana aynen iade ediyorum, insanlıktan nasipsiz yaratık..
O kavşak, Sabah’ın önü. O kavşakta EDS/ MOBESE kame raları var..
Tehlikeli araba kullandın. Kuralları ihlal ettin. Meskun mahalde ısrarlı korna çalarak huzuru bozdun. Hayati tehlike yarattın.
Daha ne yapacaksın, “Cakalı” yaratık!.
Ama biliyorsun.. Bu İstanbul’da sana kimse dokunmaz nasılsa..
Bu yazıya da aldırış etmez, valin, emniyet müdürün ve trafik müdürün.
Odalarından çıkmazlar ki.. Hele de bu kış soğuğunda denet leme yapacaklar öyle mi?.
Ferman Süleyman Soylu bakanın, ama yollar sizindir, kent eşkiyaları..
Yollar sizindir!.