Sabah

Tüylerim diken diken oldu

-

aklacı” lakabıyla maruf İdris Naim Şahin, ilkin CHP’den Ordu adayı olarak gündeme geldi.

Son derece gizli “temas” kurulmuştu. Mesele medyaya sızınca da CHP sözcüsü Faik Öztrak şu açıklama yı yapmak zorunda kalmış tı: “Görüşmeler­in sağlığı bakımından bu görüşmele ri yapan arkadaşlar­ın açık lama yapması daha doğru olur...”

Sonuç itibariyle, CHP tabanı büyük tepki gösterdi, yürümedi.

Ne ki, İdris Bey yılma dı; dümeni, Meral Hanım’ın İP’ine çevirdi.

Çok geçmedi, İP’in Ordu adayı olarak açıklandı. Kıyametler koptu!

O kadar ki, “Kurucusu olduğum İYİ Parti’den adı terör örgütü (FETÖ) ile anılan bir şahsın ısrarla belediye baş kan adayı yapılmak istenmesin­i kabul etmem mümkün değildir...” diyerek isti fa edenler oldu.

Haliyle, İdris Bey İP’ten de yürüyemedi.

Normal bir insan olsa moral bakı mından çöker. Bir daha da ayağa kal kamaz.

Ne bileyim; “Sırf adım geçtiği için insanlar partilerin­den istifa ediyorlars­a ya inzivaya çekilip adımı unutturayı­m veya intihar edeyim” falan der.

İdris Bey’in çok “değişik” bir bünye si var!

Yılmadı, yıkılmadı, velha sıl, hiç sarsılmadı. İlk günkü heye canıyla tırmalamay­a devam etti ve Karamollao­ğlu’nun partisinde­n aday oldu.

O değil de, İdris Bey bu hızla veya hırsla devam etseydi soluğu HDP’de alması işten değildi.

Bereket versin hem Ordu ilimiz buna müsait değil, hem de en sonunda İdris Bey’e müsait bir parti bulundu.

Malumunuz, her parti de başvuran her adaya buyrun demiyor. Sırf taba nından yükselen tepki nedeniyle de değil.

SaliK 7U1A

Mesela, CHP’den istifa ederek gelen herkesi DSP kabul etmiyor...

Bunu da DSP Genel Başkanı Önder Aksakal, “Benim görevim par tinin haysiyet ve onurunu korumaktır” diye açıklıyor.

Haysiyet ve onur gözetmek için de her şeyden evvel ilke sahibi olmak gerekir.

“İlke” dedim de aklıma geldi:

TÜSİAD (Türk Sanayicile­ri ve İşadamları Derneği) “Atatürk’ün temel ilkeleri doğrultusu­nda” yeni başkanını seçti.

Ne diyelim, vatana mil lete hayırlı uğurlu olsun.

Hatta, “varlığı Türk varlığına armağan olsun.”

Kimi mi başkan seçtiler? İtalya’nın Torino kentinde dünyaya gelen Simone Kaslowski’yi.

Neyin nesi mi?

Babası Aldo Kaslowski, annesi Guia Kaslowki. Organik Kimya’nın Genel Müdürü Stefano Kaslowski’nin de kardeşi. Hülasa, çok önemli bir iş adamımız.

İtalyan asıllı ama Türkçeyi de çok iyi konuşuyor.

Haliyle, görevi devraldığı TÜSİAD Başkanı Bilecik’in veda konuşmasın daki, “Üstlendiği­miz bütün görev lerde bizim hedefimiz, Atatürk’ün temel ilkelerini belirlediğ­i, bağım sız ve çağdaş Türkiye’nin korun ması ve geliştirme­si oldu...” ifade sini tercümansı­z anlamış, hazirun gibi hararetle alkışlamış­tır.

Bilmiyorum, 10. Yıl Marşı da terennüm edildi mi?

Edilseydi, ulusça tüylerimiz diken diken olurdu.

Hem çiçeği burnunda TÜSİAD Başkanımız Simone Kaslowski de Türkçe bildiğine göre bi güzel eşlik ederdi:

“Türk’üz, bütün başlardan üstün olan başlarız / Tarihten önce var dık, tarihten sonra varız / Türk’üz, Cumhuriyet­in göğsümüz tunç siperi / Türk’e durmak yaraşmaz, Türk önde, Türk ileri!..”

saliK tuna#sabaK Fom tr

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye