Sabah

Zaman gelip geçerken: Popüler psikoloji yalanları

-

Tek başımıza yaşamıyoru­z. Birbirimiz­in hayatına öyle ya da böyle müdahiliz ve hayat bize “dışarıdan/başkaların­dan” geliyor... Fakat ne zaman sıkıntılar­ımızla hesap laşmaya kalksak, ne zaman dertlerimi ze deva arasak, sanki görünmez bir par mak burnumuza doğru uzanıp şöyle deme ye başladı: “+epsi senin sorunun, hepsi, hepsi... dertlerinl­e başkala rının canını sıkma, toplumu kendin le meşgul etme!” Büyük yalan bu! Bütün odalarını pis lik götüren, çatısı akan, borçtan kapan dığı için suları akma yan bir evin salonun da her şey normalmiş gibi yaşamamızı istiyorlar. Varsa bir anormallik, sade ce bizim suçumuz olduğuna inanmamı zı bekliyorla­r. Bana sorarsanız, popüler psikoloji yalanların­ı bir yana bırakma nın zamanı geldi geçiyor ama dinleyen çıkar mı?

★★★

Al işte! Tanınmış bir beyin/zihin vesaire uzmanımız da “dışarıya öfke niz, sevginiz, nefretiniz aslında kendini zedir” diye devam etmiş. (Büyük hikmet gelenekler­inden bugüne uzanan sözler, tecrübeler, fikirler böyle rasgele un ufak ediliyor işte!) Çok manidar. Tuzu azı cık kuruyan herkes böyle konuşma ya başlıyor. Herhalde “Ah bir iyi olsam, dünya da iyi olacak!” kafasıyla ömrü müzü tüketmemiz­i istiyorlar ki, toplum sal/kültürel kötülük kimseye hesap vermeden işini yürütsün...

★★★

İyi hissetmek, iyidir elbette. Ama gelip geçicidir... Bir tür sarhoşlukt­ur... Sen “iyi insan” ol! Zor mu? Eh, günü müzde zor. Derim ki, bunun da nedeni ni sor. Esas o zaman zihnin açılacak.

★★★

Yukarıdaki sözlerim öfkeli olduğum izlenimi vermiş olabilir. Doğru değil. Çünkü bu satırları yazarken bir yan dan da Nils Frahm’ın “Re” ve Olafur Arnalds’ın “Hands, Be Still” parçaların­ı dinliyorum. İçimden bir deniz geçiyor...

★★★

DOT Tiyatro’nun merakla bekledi ğim “Bırak İçeri Gireyim” oyununu izledim. Geçmişte filmine vurulmuştu­m. Emeğe saygısızlı­k etmek istemem ama oyun benim için hayal kırıklığı oldu. Belli ki öykü giderek jimnastik göste risine dönüştürül­müş bir sahne yoru munu kaldırmıyo­r. Hem öyküdeki o ince ve sarsıcı “göçmenlik” meselesi unutulmuş mu ne?

★★★

Yeme içme konusunda tuhaf bir hava pompalanıy­or. Yeni dükkan açıp yemek yapmaya başlayanla­rın hangi ünlü şeflerin yanında tecrübe kazan dıklarını hemen öğreniyoru­z. Sosyal medya bu bilgilerle kaynıyor. Gel gör ki, yemeklerde ustalık göremiyoru­z. Nedir tattığımız?

Kuru kuruya cv’ler mi?

KaVmet EaEaRJOX#VaEaK FRm tU SMS HASME7 \a] ’\e J|ndeU 7L MH IaFeERRN FRm KaVmetEaEa­RJOX VaEaK

 ??  ?? Haşmet BABAOĞLU
Haşmet BABAOĞLU

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye