Sabah

Suç ve Ceza!.

-

Hayır, Dostoyevsk­i’nin ünlü romanı değil. Ama olabilecek bir vaka..

Bir genç kız uzak bir İstanbul banliyösün­de gece yürürken, yanına bir polis arabası yanaştı. “Buyrun, evinize bırakalım” dediler. Kız teşekkür etti. Polisler ısrar ettiler. Kız arkaya bindi. Sonra öndeki polis de arkaya kızın yanına geçti ve tecavüz etti. Sonra kızı indirdiler.

Kız iner inmez, 155’i aradı. Dava açıldı ve karar geçen cuma açıklandı.

Tecavüz edene 12 yıl. İyi hal den 2 yıl indirildi.

Önde oturup her şeyi seyre den (Mahkemede verdiği ifadeden seyrettiği anlaşılıyo­r. Çünkü “Öyle yapmadı, böyle yaptı” gibisinden

şahitlik yapmış.. Şahit olmuş yani, olaya..) öteki polis de beraat etmiş..

Şimdi, hukuken, kızın iki sivilin araba sına binmesiyle polis ekip arabasına bin mesi bir mi?.

Tecavüz edenlerin, aslında o kızın o sokakta güvenle yürümesini sağla makla görevli polisler olması, ağıraş tırıcı sebep midir, indirim mi yaptırır, vicdanen, hukuken..

Hukuk çünkü asgari vicdandır.. Öyle öğretmişle­rdi bize, Mekteb-i Mülkiye’de..

Ve bu sütunlarda kaç defa yaz mıştım..

İngiliz yargıç gece yarısı evine gitmek için parkın içinden geçme ye karar veren kızı korku tan, elini bile sürmeden sadece korkutan adama 7 yıl 7 gün hapis verin ce, gazetecile­r “7 yıl çok değil mi” diye sormuş lardı.

Yargıcın kararı “Adalet”i anlatır işte.. “Korkutmanı­n cezası 7 gündür. 7 yıl, İngiliz kızlarının gece yarısı parkta yalnız dolaşma özgürlüğün­e saldır manın cezasıdır.”

Bizim yargıç söyler mi, “Genç kızlarımın Türk polisine güvenlerin­i sarsmanın cezası nedir?.”

Bu ceza indirilir mi, bindirilir mi?

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye