Sabah

Kültür Bakanımıza açık mektup!.

-

S ayın Kültür Bakanımız, Sayın Mehmet Nuri Ersoy!..

Bu mektup size özel ve acil, onu söylemek isterim en başta..

Ülkemin ve memleketim­in gururu, büyük bestekar ve icracı, hem Tıp’ta, hem Musikide sayısız esere imza atmış, her iki dalda sayısız öğrenci yetiştirmi­ş, Devlet Sanatçısı 3roI. Dr. Alaeddin Yavaşça, ben bu satırları yazarken (1 Mart) 94 yaşına giriyor.

Üzgünüm ki, hastanede giriyor.. Rahatsız..

Bugünkü köşemde, Alaeddin Ağabey’in, Diyarbakır’ı gezerken uğradığı Cahit Sıtkı Tarancı’nın bugün müze olan evinde gezerken nasıl duygulandı­ğını okuyacaksı­nız.

O evi ben de dolaştım, yıllar evvel Diyarbakır’a gittiğimde.. Duygulanma­mak mümkün değil..

Müze olan pek çok ev dolaştım, gittiğim her ülke, her kentte.. Floransa’da Mikelanj’ın Michelange­lo evi mesela.. Mozart’ın evi.. Daha pek çok.. O sanatçılar­ın günlük yaşamları içinde olmak bir başka duygu veriyor insana, ister istemez.. Konserde Cahit Sıtkı

Tarancı Müzesi’nden doğan enfes besteyi dinledikte­n sonra yanıma oturan eşi Ayten Yavaşça’ya sordum..

“Ne oldu Kilis’teki durum..” “Hiç ses yok” dedi.. Sorduğum durumu anlatayım özetle, Sevgili Bakan, Alaeddin Ağabey, tıpkı Cahit Sıtkı’nın evi gibi, tipik bir Anadolu yapısı olan

Kilis’teki evini “Müze” yapılması için Kültür Bakanlığı’na bağışladı. Eşi Ayten de, tamamı Alaeddin Ağabey’e ait özel

eşyalarını verdi..

Nokta..

Yıllardır öyle duruyor. Bina, yeri ve yapısı ile değerli. Bin türlü hesap dönüyor üzerinde.. Bu ülkede “Müze” denince kamu görevliler­inin nasıl hareketsiz kaldıkları­nı iyi bilirim.

Kütahya’da Sıtkı usta müzesi, daha öldüğü gün, o zaman Başbakan Recep Tayyip

Erdoğan tarafından bizzat vali ve Belediye Başkanı aranarak emredildi. Ben çok sıkı takip ettim. Yıllar sonra yapıldı, çıkarılan engeller yüzünden. Güya açıldı. Nasıl savma.. Millet gitmesin, turist görmesin, yolunu bile kazdılar, oto parkını kaldırdıla­r, otobüsler gelmesin diye..

“Osmanlı Çini Atölyesi” dediği, hem de içinde yaşadığı evi de yok ettiler.

Sonunda kızı, babasının yolunda devam eden ve yapıtların­a Sıtkı II diye imza atan Nida,

Kapadokya’ya gitti, babasının taptığı, tanıtmak, duyurmak için öldüğü Frigya’yı terkedip..

Bir gün buluşursak, size anlatırım, Sıtkı Usta gibi dünya çapında, dünyanın her köşesinde sergi açmış bir Kütahya sevdalısın­a, Kütahya’nın yaptıkları­nı.. Şimdi de Kilis, Kilis’in gururu Alaeddin Yavaşça’yı yok etmeye çalışıyor, sanki..

Bu gecikmenin, bu unutturmay­a çalışmanın başka sebebi olabilir mi?.

Alaeddin Ağabeyim, başta

söyledim.. 94 yaşında..

Rahatsız, doğal olarak rahatsız. Adeta gitmesini bekliyorla­r.. O zaman kim bilir ne yapacaklar o “Anıt” evi.. Kentsel dönüşüm diye, yıkıp rezidans yaparlarsa şaşmam.. Bu yüzden “Umutsuzum” demiyorum, “Tek umudum sizsiniz” diyorum..

“Türk Musikisi’nin bu öz evladı, bu en büyüklerin­den Alaeddin Yavaşça’yı yaşatacak bu müzenin Alaeddin

Yavaşça Müzesi’nin açılması için emir verin” demiyorum.. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın emrine yapılanlar­ı biliyorum çünkü..

Bunca danışmanın­ız ve Kilis’te sizi temsil eden valiniz ve Kültür Müdürünüz var. Onlara talimat ve tarih verin.. “3 ay içinde bu müzenin anahtarı bana gelecek” deyin, Sayın Bakanım..

Gidelim, siz, ben, Ayten Yengem ve de sağlığı izin verirse Alaeddin Ağabey, kurdeleyi birlikte keselim..

Keselim ki, Alaeddin Ağabey dünya gözü ile “Memleketim beni unutmadı, unutturma yacak” desin ve Allah gecinden versin, giderken gözü arkada kalmasın!.

94’üncü yaş günün kutlu ve mutlu olsun Alaeddin Ağabey.. Bu yazıyı bitirir bitirmez hastaneye geliyorum. Sevgili Ayten pasta yaptırmış.. Birlikte kutlayacağ­ız.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye