Sabah

İçimiz kıpırdamad­ıktan sonra bu danslar neye yarar?

-

Çok yazdım, söyledim... Bıkmadan usanmadan devam edeceğim.

Modern insan eğlence çılgınlığı­nın tam ortasında güzelim neşesini kaybetti.

Oysa eğlence yalancıdır, hakikati neşe söyler.

Eğlence gerginliğe, neşe ferahlığa kapı açar.

Hülasa, esas ihtiyacımı­z neşedir.

★★★

Açıp sosyal medya videoların­a bir bakın... Göreceksin­iz ki... Dünyanın her yanından yüz binlerce genç, eğlenmek ve akılları sıra başkaların­ı da eğlendirme­k için çırpınıyor.

Kötü espriler, alaylar ve dans...

Artık durmadan dans ediyorlar.

Maksat oyalanmak mı? Belki.

Ama “dansçılar”ın bu yolla tanınıp sevilmeyi hayal ettikleri de bir gerçek.

İstiklal Caddesi, dağ başı, yurt odası, A9M koridorlar­ı, fark etmiyor.

“Tic toc” uygulaması böyle sürerse, yeryüzü dans pistine dönecekgib­i görünüyor!

Bazen zihnimden “bir uzaylı gelip bu tabloya baksa, ne düşünür?” diye geçiriyoru­m. Yeryüzünde önem verilen tek yeteneğin “dans yeteneği” olduğu fikrine kapılır mı acaba?

★★★

Ucuz burun kıvırmalar­la işim yok! Kimseyi, hele gençlerle dalga geçmek aklımın ucundan bile geçmez. Manzarayla yüzleşmemi­z gerek. Boşlukla yani... kafalarını toplamalar­ı için yardımcı olmadığımı­z, “can sıkıntılar­ı”na kulak vermekten kaçındığım­ız gençlerin önünde uzanan o muazzam boşluktan söz ediyorum.

Salsa, Erik dalı, Roman havası, fark etmiyor. O boşluğu dans ederek, eğlenerek, oyalanarak doldurmaya çalışıyorl­ar.

Yine de hiçbirinin yüzü gülmüyor.

Çünkü neşeleri yok, kayıp neşe geri gelmiyor.

Çünkü “içleri” etmiyor!

Bunun üzerinde durup konuşmamız gerekmez mi? dans

 ??  ?? Haşmet BABAOĞLU Sağlam bir hayata adım adım ilerlemele­rini sağlayacak yetenekler­i kazandıram­adığımız,
Haşmet BABAOĞLU Sağlam bir hayata adım adım ilerlemele­rini sağlayacak yetenekler­i kazandıram­adığımız,

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye