Sabah

Turkofagos (Türkyiyen)

-

Ekonomik krizin içinden bir türlü çıka mayan Avrupa’da faşizmin “YüKSELDIğI­NI” hepimiz biliyoruz. Eskiden Yahudi düşmanlığı şeklinde ortaya çıkmış olan ırkçılığın şimdi artık Müslüman ve Türk düşmanlığı­na dönüştüğün­ü de biliyoruz. Ama “NIçIN BIZI ALMıYORLAR” diye ağlamayı da sürdürüyor­uz. Bu düşmanlığa karşı “ARGüMANıMı­Z” şun dan ibaret: Ama biz çok değiştik, Atatürk sayesin de bakın ne kadar Batılı olduk, size benzedik! Yemiyorlar.

Sen istesen de iste mesen de Türk’sün ve Müslüman’sın hemşe rim.

Sen istediğin kadar ceddini cibilliyet­ini inkar et...

İşTE BöYLE BIR FAşIST KöPEK çıKAR, KıRK DOKUZ KIşIYI öLDüRüR, SANA HATıRLATıR.

Almanya’da evlerinde gece vakti yakı larak öldürülen Türkler’in dramı bugüne kadar sana bir şey anlatmadıy­sa eğer...

Ama onlar “BAşı öRTüLü” köylülerdi, öyle mi koçum?

AKP seçmenleri alt tarafı, öyle mi koçum?

Kısa bacaklı, kıllı ayılar, öyle mi?

Siz “ONLARDAN” değilsiniz ki canım... Avrupalı faşistler namaz kılmadığın­ız ve şarap içtiğiniz için size dokunmazla­r mı? Sen öyle sanmaya devam et.

★★★

Arthur Koestler’in “GELIş VE GIDIş” romanında saftırık bir devrimci çocuk vardır, Peter Slavek...

Âşık olduğu kızın lezbiyen çıkması karşı sında “HAYATTA BöYLE şEYLER DE MI VAR” diye şaşıran bir saftırık...

Bunu içeri tıkarlar. Kendisini sorguya çeken komisere ayrıca şaşar.

Der ki: “KARL MARX’ıN ARTı-DEğER TEORISINI BENDEN DAHA IYI BILIYORDU!”

Bakın, Yeni Zelanda katliamını yapan Avustralya­lı faşist Brenton Tarrant, silahının kabzasına ve şarjörüne neler yazmış...

732 yılında Charles Martel’in Poitiers’de Müslüman ordusunu yenmiş olduğunu da biliyor, Sultan Birinci Murat’ın Kosova’da bıçaklandı­ğını da.

Hunyadi Yanoş’u da biliyor, Lepanto’yu da, Merzifonlu Kara Mustafa’nın boş bırak tığı Kahlenberg tepesinden doğru bizi arka dan vuran Von Starhember­g’i de...

Biz bunları görmezden geliriz. Preveze’yle öğünür ama Lepanto’ya aldırmayız.

Çanakkale’yle şişinir ama kanal seferleri ni öğrenmek istemeyiz.

Kurtuluş Savaşı’nı biliriz de Balkan Harbi’ni takmayız.

Kafamızı devekuşu gibi toprağa gömme yi tercih ederiz.

Hatırlatır­lar işte böyle...

“BOğAZ’ıN DOğUSUNDA KALıN, BATı KıYıSıNA GEçMEYIN” demiş it oğlu it.

Hadi gene iyisiniz beyaz Kadıköylül­er, size dokunmayac­aklarmış!

Oylarınızı CHP ve HDP’ye verin, belki bizi değil de sizi Avrupa Birliği’ne bile alırlar.

“BEN DE BRENTON TARRANT GIBI TAYYIP ERDOğAN DüşMANıYıM” demeniz belki yeterli olur, bekleyin bakalım.

 ??  ?? Engin ARDIÇ
Engin ARDIÇ

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye