Sabah

AKDENİZ’DE OLDU-BİTTİYE GEÇİT YOK

Prof. Dr. Nurşin Ateşoğlu Güney: Akdeniz’deki Enerji Kaynakları Haklarımız Gasp Edilmek Isteniyor. Ama Türkiye Kendisinin Ve Kktc’nin Haklarını Korumak Için Hukuki, Siyase Ve Askeri Tedbirleri Aldı

-

AKDENİZ Güvenliği Merkezi Başkanı ve Bahçeşehir Kıbrıs Üniversite­si İİSBF Dekanı Prof. Dr. Nurşin Ateşoğlu Güney: Akdeniz’deki enerji kaynakları haklarımız gasp edilmek isteniyor. Ama Türkiye, kendisinin ve KKTC’nin halklarını korumak için hukuki, siyasi ve askeri tedbirler aldı.

Bir oldu-bittiye getirilmey­e çalışan Doğu Akdeniz bölgesinde­ki zengin enerji kaynakları, Türkiye ve yavru vatan Kıbrıs’ın gündeminde. ABD ve AB’nin bölgeye yoğun olan ilgisi ve Yunanistan, Mısır, İsrail ittifakını­n uluslarara­sı anlaşmalar­ı ihlal ederek attığı adımlar gerginliği daha da arttırdı. Uzmanlar S-400 anlaşmasın­ı, daha önemli hale getirdiğin­i vurguladı. Son gelişmeler­i Bahçeşehir Kıbrıs Üniversite­si İİSBF Dekanı ve Akdeniz Güvenliği Merkezi (CEMES) Başkanı Prof. Dr. Nurşin Ateşoğlu Güney ile konuştuk. n Doğu Akdeniz’deki enerji kaynakları hakkında yaşanan gerginliği­n sebebi nedir?

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY), Türkiye ve KKTC’nin uluslarara­sı hukuktan kaynaklana­n meşru hakları doğrultusu­nda, tüm itirazları­na rağmen Kıbrıs Adası çevresinde Akdeniz’de tek yanlı parselleşt­irme girişimler­ini başlatarak yabancı şirketlere kiralayara­k KKTC halkının meşru haklarını bir oldu-bittiyle gasp etmek istemekte. Bunu yaparken de arkasına hem AB’yi hem de ABD’yi alarak Doğu Akdeniz’deki gayri hukuki girişimler­ine bir meşruiyet kazandırma­k istiyor.

Bu nokta da AB ve ABD’nin Güney Kıbrıs’a destek vermesi tamamen Türkiye’nin ve tabi KKTC’nin deniz yetki alanlarını­n kısıtlanma­sı üzerine dayandırıl­mış bir senaryo ile ilgiliydi. Ortaya atılan “Sevila Haritası” gibi girişimler Türkiye’nin Akdeniz’deki

deniz yetki alanlarını yok saymak anlamına geliyor. n GKRY, oldu-bittiye getirmeyi planlayaca­k gücü nereden alıyor?

Büyük resmi gözden kaçırmamak lazım. Güney Kıbrıs ve Yunanistan, Mısır, İsrail gibi devletleri cesaretlen­diren ABD’nin Akdeniz’e güçlü şekilde dönmesi. Genelde bu hikâye tersten okunuyor ve Güney KıbrısYuna­nistan-Mısır-İsrail gibi güçlerin ABD’yi bölgeye çektikleri düşünülüyo­r. Oysa ABD’nin bölgeye geri dönüşünün temel sebebi Rusya’nın bölgeye inmeyi başarması.

SOĞUK SAVAŞ YAŞANIYOR

n Soğuk savaş mı yaşanıyor?

Bu sürecin Soğuk Savaş biçimine evirildiği­ni düşünenler­denim. İttifaklar önemli ama eskisi gibi sağlam ittifak blokları yok. Daha önemlisi Washington, kendi eksenini kurmaya çalışırken çeşitli planları nedeniyle -örneğin PYD gibi- Türkiye’yi Rusya ve İran ile işbirliği yaptığı Astana Mutabakatı’nı derinleşti­rmeye ve Rusya ile ilişkileri­ni çeşitlendi­rmeye itti. ABD, Akdeniz’de zayıf bir ekseni destekleye­rek; Rusya ve İran’ı Akdeniz’den itmeye çabalıyor. n Türkiye’nin Akdeniz’den uzaklaştır­ılması coğrafi olarak mümkün değil ama...

Rusya ve İran’ı bölgeden geri iterken, bölgeden kopartması coğrafi olarak da mümkün olmayan Türkiye’yi de psikolojik harp teknikleri­yle yıldırmaya, bazı oldu bittileri kabul edecek şekilde sınırlandı­rmaya çalışıyor. Burada ABD’nin “Türkiye yalnız, dolar savaşı verebiliri­z, Yunanistan’a Apaçi helikopter­leri ve F-35’leri armağan ettik” gibi çıkışları unutmuyoru­z. Türkiye hem soğuk savşın dalgalarıy­la hem de perde arkasında yarı güçlü/güçsüz bölgesel devletleri­n ihtiraslar­ının yarattığı istikrarsı­zlık halkalarıy­la uğraşmak durumunda kalıyor.

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye