Okan MÜDERRİSOĞLU
“Beden dilleri, projeleri, ikna kabiliyetleri, rakibin tez lerini çürütme taktikle ri ve sinirlerine hakim olma başarısı” ile ön plana çıkacak.
n Bu tarz yayınların, ABD’de karar vericiler üzerindeki etkisinin fazla olduğu belirtilse de Türkiye tecrübesine dair aynı kesinlikte yorumda bulunmak güç. Zira, 23 Haziran İstanbul yenileme seçiminde, 31 Mart gecesinin şekillendirdiği seçmen kitlesinin sabit noktada durduğunu kabul etmek durumundayız. Bir başka deyişle, her iki aday için de 4.2 milyonluk oy bloğunun büyük ölçüde pozisyonunu koruduğunu hesaba katmak zorundayız.
n İş gelip “sandığa gitme yen, geçersiz oy veren veya motivasyonu canlı tutul ması gereken seçmenler de” düğümlenecek. Bu kitleyi de “makro ekonomik şart lar, istikrar, geleceğe duyu lan güvenin derecesi, yerel sorunların çözümü, günlük hayatı rahatlatacak vaatlerin gücü” etkileyecek.
n Mevcut şartlarda, kemikleşmiş seçmen gruplarının sosyal medyadaki organize çalışmalarından tetiklenen akımlara kapılmak yerine, nihai belirleyici özellikteki moderatör olarak ileri sürmesi bir tür meydan okuma biçiminde görülebilir. Kuşkusuz CHP açısından da “sürpriz” yaşanmayacağının garantisi gibi okunabilir. Bu aşamada, moderatör seçimine ilişkin faktörlerde duygusallığa yer olmadığını, inandığı dava uğruna doğru çizgi tutturanların muhasebesini dışarıya karşı değil, kendi içine doğru yapmasının esas olduğunu hatırlatmakta fayda var. n Binali Yıldırım açısından bakıldığında,
ağır bastığı görülüyor.
n CHP’nin adayı İmamoğlu ise “değişkenlik, algı yönetimi, veri manipülasyonu, kitle psi kolojisini yönlendirme” teknikleriyle dikkati çekiyor.
n Binali Bey, “olgunluk”, CHP’li İmamoğlu ise “gençlik” sıfatları üzerinden tartıya çıkarılıyor. Böyle anlarda lik” ile arasında rasyonel veya irrasyonel seçimler gerçekleştiği -farklı ülke örneklerinden- biliniyor.
Özetle...
Seçimin sonucunu 16 Haziran değil, 23 Haziran gecesi tayin edecek. Seçmen, iktidara karşı yeni bir muhalefet üretme arayışına girerek kantarın topuzuna ne kadar ince ayar verdiğini veya seçimsiz dönemin imkan ve fırsatlarını öncelerken sistemin rehabilitasyonunu ne kadar önemsediğini gösterecek!
okan.muderrisoglu@sabah.com.tr