Bir duyum aldım
Ben öyle bilir öyle ina nırım ki bu yalan dün yada 3 şeyin bedeli ni insanoğlu daha yaşarken öder.
Birincisi, şöhrettir. Herkesin görür görmez çığlıklar attığı, parmaklarına dokun mak için birbirini çiğ nediği, selfie kuyruk larına girdiği şöhretli insan an gelir unu tulur.
Ama yaşlandı ğı için ama başka nedenle, fark etmez. Atılmış bir eşya gibi kimse dönüp bakmaz ona.
Şöhretli insan için unutulmak cehennem azabı gibidir. (Şöhretli olduğu dönemde gururdan kibir den uzak, mütevazı olmayı başa ranlar müstesna tabi.)
İkincisi, her insan iddia ettiğiyle er ya da geç yüzleşir, dahası sınanır.
Mesela, sabah akşam “Biat ettiler, Erdoğan’ı eleştiremezler,” dersin sonra da Nihat Genç’in dediği gibi 3 ayda İmamoğlu’na iman edersin.
O kadar ki, onca yalanı orta ya çıktığı halde tek kelimelik eleş tiri getiremezsin.
Dahası, “yandaş” dedikleri nin 17 yılda Erdoğan’a yaptı ğı övgülerin toplamından daha fazlasını 3 ayda İmamoğlu’na yaparsın. Üstelik…
Yere göğe sığdırama dığın işbu CHP adayı, 15 Temmuz’da vatanımızın işgal girişimine karşı Erdoğan “ölü müne” direnişi başlattığı sırada, “taşkınlık” yapma yın tweetleriyle “bozgunculuk” yapıyor du.
İmamoğlu güzel lemelerinde Sözcü gazetesi yazarı Soner Yalçın arkadaşımız bile öyle kaptırmış ki olursa o kadar olur.
Binali Yıldırım’ı “aşağıladığı” söz konusu yazısında İmamoğlu’na, “genç, pırıltılı, başarılı …sözünün eri siyasetçi…” diyor.
Hayır, şaka yapmıyorum, gerçekten de “sözünün eri” diyor. Daha komiği, Erdoğan, Binali Yıldırım’ı “aslanın” önüne neden atıyor diye soru yor. (Güleceksiniz ama söyle yeyim burada “aslan” dediği, İmamoğlu oluyor.)
Bence Soner Yalçın arkada şımız her şeyden evvel kendi ne şunu sormalı: “Ne oldu, nasıl oldu da bir ömür boyu mücadele ettiğim AKP’liler ve FETÖ’cülerle aynı safa düştüm?” Yoksa…
FETÖ gibi Soner Yalçın’ın da Erdoğan karşıtı AKP’lilerle hiçbir zaman sorunu olmadı mı? Evet, bu dünyada da bedeli ödenecek olanların üçüncüsü, yalancılıktır.
Bana yalanın mücessem hali ni göster deseler FETÖ derim. Yalanı tek kelimeyle anlat dese ler, yine FETÖ derim.
“Mescid-i dirar” mesabe sindeki dindarlıklarından, “herkesi çok seviyoruz” yollu “hoşgörü” sahtekarlıklarına kadar her şeyiyle yalandan iba rettirler.
Soner Yalçın arkadaşımı zın “aslanı” da büsbütün yalan la malul.
Öyle yalanlar atıyor ki say makla bitmez.
CNN Türk’teki canlı yayın da başarısız sınav verince “kame ramanları işten attılar” yalanına sarıldı.
Geçen gün de “bir duyum aldım,” dedi, “Binali Yıldırım soruları İsmail Küçükkaya’dan istemiş.”
Küçükkaya “yok öyle bir şey, soruları hazırlamadım bile” deyince de rezil rüsva oldu. Yalancılığın sonu budur. Kılıçdaroğlu’nun günahı nı almışız o hiç değilse “duyum” yerine “sufle” alıyordu.
Mesela, Fetullah 15 Temmuz’a “tiyatro” demiş o da nerdeyse eşzamanlı terennüm etmişti.
Muharrem İnce, 24 Haziran gecesi kaçırıldığını iddia edenlere “şizofren” demişti.
Biz bu İmamoğlu’na ne diye ceğiz ey erenler?!
VDOLK WXQD#VDEDK FRP WU