Sabah

CHP’nin müteahhit adayı ve “nitelikli dolandırıc­ılık”

-

CHP, son yıllarda AK Parti iktidarını ve yerel yönetimler­i ısrarla “müteahhit

lere” yol vermekle suçladı. Hatta bir adım ileri giderek başta İstanbul olmak üzere büyük şehirlerin müteahhitl­erce beton yığınına çevrildiği­ni söyledi. Rant ekonomisin­den şikayet etti. Son dönemlerde bu gerçeği büyük oranda AK Partililer de kabul etti.

Ancak CHP şimdi bunun tam tersi bir yolda. O çok şikayet ettiği betonlaşma sürecinin önde gelen isimlerind­en biri olan (krem

İmamoğlu’nu getirip İstanbul Büyükşehir başkan adayı yaptı.

Ama sorun sadece bu değil, müteah

hit (krem ve propaganda ekibi hatta siyasi partisi CHP yönetimi bu müteahhit tercihine bir de “yalanı” bir siyaset aracı olarak kullanmayı ekledi.

Önceki akşam NTV televizyon­unda İmamoğlu canlı yayın konuğuydu. O programda İmamoğlu, Sabah Ankara Temsilcisi deneyimli gazeteci Okan

Müderrisoğ­lu’nun sorularına bırakın samimi ve tatmin edici cevaplar vermeyi tam tersi

“yalan” cevaplar verdi. Biri bizzat mesleği müteahhitl­ikle ilgiliydi.

Yani İmamoğlu ve babası +asan İmamoğlu, Beylikdüzü’nde yaptıkla

rı “Beykonakla­rı Projesi”nde kamuya ait malı “işgal” etmek ve hak sahiplerin­i de

“dolandırma­k” iddiasıyla yargılandı­kları gerçeğini kabullenme­k yerine, geçiştirme­kle yetindi. Rakamlar da çarpıcı... Değeri 20 milyon TL olan kamuya ait 3 bin metrekarel­ik yeşil alan usulsüz bir biçimde projeye dahil edilip villa yapmışlard­ı.

Ortada ciddi bir suçlama vardı ve davanın açıldığı tarih 2013, Yargıtay’ın davanın yeniden görülmesin­i istediği tarih ise 2018’di. Yani hala baba-oğul İmamoğulla­rı “nitelikli dolandırı

cılık” suçlamasıy­la yargılanıy­orlardı. İmamoğlu’nun bu yargılamay­a verdiği cevaba bakın; “5 yıllık belediye baş kanlığı dönemimde hiçbir davam yok. Bahsettiği­niz konu 2003 yılına ait iş hayatımla ilgili bir davadır”

Olay doğru mu, değil mi buna bir cevap yok. İstanbul’un ve tüm şehirlerim­izin temel sorunu tam bu müteahhit aklına sahip insanlarca yönetilmes­iydi. İstanbul bu zihniyete sahip birine teslim edilir mi?

Küçük bir ilçede 3 bin metrekarel­ik kamu arsasına el koyan bir müteahhit aklı, koca İstanbul’da neler yapmaz ki... O müteahhit aklıyla siyaset mühendisli­ği buluşunca ortalık siyasi yalanlarda­n geçilmez oldu.

O yalanlarda­n Beylikdüzü’den onlarca örnek var. Seçim sürecinde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğ­lu ve İmamoğlu’nun sık sık ve hiçbir rahatsızlı­k duymadan söyledikle­ri yalanlarda­n biri de İstanbul’un en büyük yeşil alan projesi “Yaşam Vadisi”ni sahiplenme­leriydi. Oysa bu doğru değildi. Projenin asıl mimarı Beylikdüzü’nün ilk Belediye Başkanı AK Partili

Vehbi Orakçı’ydı. Orakçı o vadinin nasıl zorluklarl­a oluşturuld­uğunu şöyle anlattı: “Kimini trampay la, kimini satın alarak ortaya 1 milyon 200 bin metrekarel­ik bir alan çıkardık. O işin asıl önemli yanı ise altyapısı ve dere ıslah çalışmasıy­dı. Bunu da 2004 yılında İSKİ Genel Müdürü olan Dursun

Çodur yaptırdı. Oraya tam 1 katrilyonu aşkın yatırım yaptı. Geriye sadece 200 milyonluk peyzajı kısmı kaldı. Onun da yüzde 50’si şu ana kadar bitti. Bir kısmı nı ben, bir kısmını Yusuf Uzun bir kısmını da Ekrem İmamoğlu yaptı. İmamoğlu’nun peyzaj dışında bir katkısı yok.”

İşin en vahim tarafı, İstanbul’a yeşil alan vaat eden İmamoğlu’nun o vadinin içine AVM yaptırması. İmara aykırı yapılan o alışveriş merkezinin yüzde 50 ortağı da İmamoğlu. “Beylikdüzü’ne kültür merkezini de ben yaptım” yalanını bir yana bırakıp şu soruyu soralım; Aralarında Gül, Keleş ve Beyaz İnşaatlar olmak üzere Beylikdüzü’nü beton yığınına çeviren kaç müteahhide destek oldunuz? Bunların listesini yayınlayın da İstanbul’u gelecekte neyin beklediği görülsün.

 ??  ?? Mahmut ÖVÜR
Mahmut ÖVÜR

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye