Sabah

Benim meselem derin meselem

-

Dün ortalık şenlik yeriydi... Türkiye ve ABD mutabakata varıp, PKK-YPG’lilere Ankara’nın belirlediğ­i alanın dışına çıkmaları için saat süre verilin ce ve bütün yaptırım kararları kaldırılın­ca pozisyonla­r anında değişti...

Erdoğan’ın Pence’i kabulünden önce sızdırılan mektuba balıklama atlayıp “Görüşmeyi iptal” et diye çığlık çığlığa Cumhurbaşk­anına akıl veren çokbilmişl­er stratejik sessizliğe gömüldüler...

Türkiye’nin YPG-PKK’ya yönelik harekatına başından beri “Savaşa hayır” diyerek karşı çıkan çiçek çocukları ise, birkaç saat içinde başımıza Pamukoğlu Paşa kesiliverd­iler!

Bir HDP milletveki­linin operasyona ara verilmesin­den ötürü “Türk dev letinin onurunun zedelendiğ­inden” yakınmasın­a bile şahit oldu bu gözler. Matbuatımı­z da eğlenceliy­di. New York Times temaslar için “Erdoğan’ın zaferi” manşeti atarken, Cumhuriyet “Baskı durdurdu!” başlığıyla çıkıyordu.

★★★

Türkiye’nin içte ve dışta sarsıntı yaratan bu kazanımı, o saatlerde Saadet Partisi’nin televizyon kanalında bir programa katılan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğ­lu’na da soruldu.

Kılıçdaroğ­lu’nun bu soruyu Pence’in oturma protokolün­deki yeri gibi diplomatik ayrıntılar üzerinden değerlendi­rmeyi tercih etmesiyse tepkiyle karşılandı.

Kimileri bu durumu, Kemal Bey’in ABD ile varılan 13 maddelik mutabakatt­an haberdar edilmemiş olabileceğ­i ihtimaliyl­e açıklarken... Konuya daha iyi niyetli yaklaşanla­rsa “masum bir kıs kançlık tepkisi” diye yorumladıl­ar.

Bana göreyse sorun daha ziyade bir kafa karışıklığ­ından kaynaklanı­yor. Sanırım Kemal Bey diplomasiy­i dış politika sanıyor. Oysa diplomasi taktikleri yapar, politika ise stra teMiyi.

Kemal Bey Pence’in oturtulduğ­u yer gibi taktik ayrıntılar yerine, Türkiye’nin daha fazla kan dökmeden istediği güvenli bölgeyi almasıyla sonuçlanan stratejiye kafa yorsa elbetteki başka şeyler de söyleyebil­irdi.

★★★

Ondan sonra bu kritik süreçlerde Türkiye’nin başında Erdoğan yerine Kılıçdaroğ­lu olsaydı ne olurdu diye sorunca bazı okurlarım kızıyorlar.

Sanki anlattığım benim şahsi meselemmiş gibi...

O siyasetçi ben gazeteciyi­m. Onun işi siyaset yapmak benimki ise diğerleri gibi onun da işini nasıl yaptığı nı yazmak. Rakip değiliz. Kaldı ki sert eleştirile­rime rağmen, kimi zaman bu köşeden kendisine yönelttiği­m soruları nezaket göstererek telefonla yanıtladığ­ı da olmuştur.

Benim Kemal Bey’le özel ne sorunum olabilir ki?

Eğer, ortada bir problem varsa bu hepimizin, tüm Türkiye’nin soru nudur.

 ??  ?? MeOLK ALTINOK
MeOLK ALTINOK

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye