Sabah

70. yılında NATO’nun geleceği

- EurKDQHWWL­Q GurDQ#VDEDK FRP Wr

NATO kuruluşunu­n 70. yılını 4 Aralık’ta Londra’daki zirveyle kutlayacak. 29 ülkenin liderinin katılacağı kutlama zirvesinin sancılı geçmesi bekleniyor. Zira geçmişinde parlak başarılar olan Transatlan­tik ittifakı, üyelerin farklılaşa­n milli çıkarları sebebiyle derin ayrılıklar içinde. Bu yüzden Londra zirvesi hızlı bir kutlama toplantısı olarak geçiştiril­ebilir. Gündem ise hayli kabarık: askeri harcamalar­ın paylaşılma­sı,

Kuzey Makedonya’nın üyeliği, teknolojik dönüşüm, Avrupa’nın stratejik otonomisi, Suriye’deki güvenli bölge ve Baltık savunma Planı’na Ankara’nın itirazı. İlk bakışta NATO’nun en büyük meydan okuması Rusya’nın genişleyen nüfuzu olarak görülebili­r. Ancak NATO’nun temel krizi günümüz dünyasında kendisine yeni bir rol biçmekle alakalı.

Meydan okumalar

Klasik askeri tehditlere cevap vermekte başarılı olan NATO, yeni tehditlere göre yetki alanını genişletme zorluğu yaşıyor. Yeni tehditler çok katmanlı, lineer değil ve hibrid özellik taşıyor: şehir terörü, siber saldırılar, siyasi algı savaşları, hibrid terör saldırılar­ı, organize suç ağları ve yasadışı mülteci akını. İşte bu yeni duruma göre NATO, çok taraflılığ­ın aşınması ve yeni bir bütünleşme arayışı ile yüzleşiyor. Önde gelen NATO uzmanı Thierry Tardy’ye göre, NATO’nun asıl sorunu içeride. Üye devletleri­n ve onların vatandaşla­rının ittifakı nasıl algıladığı­nda. Zira üyeler, dış faktörleri; Rusya’nın konumu, Çin’in yükselişi, terörizm ve siber savaş gibi konuları buna göre değerlendi­riyor. Hatırlayal­ım, NATO’nun Soğuk Savaş sonrasında­ki krizi, “GYEQLLK TOPLU LUğU” adı altında yeni bir “ELZ DUYGUSU” oluşturula­rak geçiştiril­mişti. Afganistan ve Libya müdahalele­rinden ve Avrupa’da yükselen milliyetçi popülizmde­n sonra NATO’nun kendisini “DEğERLER TOPLULUğU” olarak görmesi sıkıntıya girdi.

Yeni bir misyon değerlendi­rmesine ihtiyaç var. Güncel kriz ise ABD, Fransa ve Türkiye’nin eleştirile­ri ile belirginle­şiyor.

Derin görüş ayrılıklar­ı

İttifakın en büyük ülkesinin Başkanı NATO’yu “DEMODE” görüyor. ABD’nin ittifaka aidiyetini kaybettiği hissi üyeler arasında geniş bir güvensizli­k yaratıyor.

Trump’ın yeniden seçilip seçilmeyec­eği belli olmadan bu güvensizli­ğin giderilmes­i beklenmiyo­r. Fransa ve Almanya arasındaki görüş ayrılığı da ittifak içi sancıyı büyütüyor. Bu ayrılık Berlin Duvarı’nın düşüşünün 30. yılında iyice gün yüzüne çıktı. Macron, NATO’nun Avrupa’nın savunmasın­daki rolünü sorguluyor. AB’nin askeri ve güvenlik yönünü güçlendirm­e önerisini ısrarla vurguluyor. Bu öneri, Brexit’in gerçekleşm­esiyle Fransa’ya askeri olarak AB’yi domine etme imkanı verecek. Halbuki Merkel hem Trump’ın istediği (milli gelirin yüzde 2’sini harcama) şartını 2030’a erteliyor. Hem de merkez ve doğu Avrupa ülkeleri ile birlikte NATO’nun güçlü olması gerektiğin­i söylüyor.

Yine Macron, ABD’nin Suriye’nin kuzeyinden çekilmesin­in ve Barış Pınarı Operasyonu’nun NATO’daki koordinasy­on sorununu büyüterek beyin ölümüne götürdüğün­ü iddia etti. Ve 5. Madde’deki kolektif savunma prensibini sorguladı.

Macron, bunu Türkiye’ye karşı gündeme getirse de Polanya’dan “SORUMSUZLU­K” açıklaması geldi. Bu sorgulama, NATO’nun bütünlüğün­ü dinamitlem­ekle eşdeğer. Türkiye ise terörle mücadele ve Suriye konularınd­a NATO’nun destek vermemesin­den şikayetçi. S-400 meselesini­n yanı sıra Ankara’nın YPG’nin terör örgütü listesine koyulmamas­ı üzerine Baltık Savunma Planı’nı bloke ettiği konuşuluyo­r. İttifakın geleceğind­e Rusya tehdidini ve Türkiye’nin kritik rolünü yarın değerlendi­relim.

 ??  ?? %urKDQHWWLQ DUR$1
%urKDQHWWLQ DUR$1

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye