“Yağdır Mevlam su!..”
Sene 1994!. İstanbul nasıl bir “su kıtlığı” yaşıyor inanılır gibi değil.. “Sıkıntı” değil, kıtlık.. Bütün barajlar kurumuş.. Şehir öyle susuz ki, Bursa’dan su taşıyan tanker gemiler Kuruçeşme’ye yanaşıyor. Petrol Tankeri diye bildiğimiz kamyonlara yüklüyor, suyu. Onlar da site site, ev ev dağıtıyorlar, parayı verene..
Yağmur yağmazsa taşıma su ile değirmen dönmez yahu!. İstanbul nasıl dönecek.
Belediye CHP’de.. Başkan Nurettin Sözen.. Bilim adamlarını topluyor..
Çözüm.. “Gümüş bilmem ne yüklü uçaklar havalanacak, bilmem ne karın ağrısı bulutları bombalayacaklar ve yağmur yağdıracaklar..”
O sırada belediye seçimleri geldi çattı. Refah Partisi adayı bir genç var.. Televizyonda konuşurken dikkatimi çekti..
“Nedir bu uçakla bulut bombalamak falan filan.. Toplanır bir yağmur duasına gideriz, biter bu dert” dedi..
O genç, Recep Tayyip Erdoğan’dı ve seçimi kazandı. Valla, bilmiyorum, Yağmur Duası’na çıktılar mı, çıkmadılar mı bilmem ama.. Öyle bir yağmur yağdı ki, o zaman Basın Ekspres Yolu’ndaki Sabah’ı ve Hürriyet’i seller bastı. Sene 1994’tü. Şimdi 2019.. İstanbul o gün, bugün su sıkıntısı çekmedi. Önce yağmurlar hem de ne sağanaklarla gelip barajları doldurdu.
Sonra Yeşilçay ve Melen Projeleri devreye girdi.. Biri Ağva’daki çaylardan, öteki Sakarya ilindeki Melen Irmağından suları taşıyacak boru hatları döşendi. Melen projesi aslında 4 bölümdü. İlk bölüm Melen’in sularını taşıyacak boru hattıydı. Bitti. Öteki bölümler, Melen Barajı’nı bekledi. Barajla oluşacak gölün sularını taşıyacak 3 boru hattı daha, İstanbul’da ihtiyaç oluştukça devreye girecekti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “İstanbul 2040’a dek su sıkıntısı yaşamaz” dediği işte bu..
Ne varki sıkıntı olmayınca Melen Barajı inşaatı yavaşladı. Hala da bitmedi.
2019’da da karı geçtik, yağmur düşmedi İstanbul’u besleyen kaynaklara.. Göller çöle dönmeye başladı ve bu defa Belediye değil, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan uyardı..
“İstanbul’u su sıkıntısı bekliyor!.” ..ve rahmetinden sual edilmez, Tanrım, gene Erdoğan’ın konuşmasını bekliyormuş sanki..
Bu sabah nasıl bir yağmur altında geldim gazeteye.. Caner söyledi.. Dün gece televizyondan uyarmışlar.. İstanbul’u günlerce devam edecek sağanaklar bekliyormuş. Herkes tedbirli olmalıymış..
Havaya baktım.. Caner’e baktım.. Mırıldanmaya başladım..
“Yağdır Mevlam su!..”