Politik ruh hastaları ve yeni havalimanı
Birkaç hafta öncesi... İstanbul Havalimanı’nın dış hatlar bölümünde pasa port kontrol noktasından geçtim, yürü yorum.
Etraf pırıl pırıl, atmosfer ferah... Gözüm uçak kapılarını gösteren ekranlarda...
Eh doğrusu, uzun yol yürümekten biraz şikayetçiyim, kapı ya yakın bir yer seçip kahve içmeyi planlı yorum. Tam o sıra da benimle birlik te ekranlara bakan orta yaşlı karı koca münakaşaya baş ladı.
Adamın “Biraz mağazalara baka lım, sonra bir şey ler içeriz” demesiyle kadın patladı: “Ne yani, bu yerin tadını çıkarta cağımı mı sanıyorsun?.. Alsınlar başlarına çalsınlar! Sen git, gez istersen, ben uçak kapısında bek leyeceğim.”
Şaka gibiydi ama işittiklerim bire bir böyleydi.
Şeyma Subaşı gibi söyleyecek olur sam; gerçekten “inanılmaz”dı.
İçimden “Demek ki yeni havalima nı hezeyanları bu seviyeye kadar yük selmiş” diyerek oradan uzaklaştım.
★★★
Geçen gün ajanslar o burnundan kıl aldırmayan ve pek gösterişli Dubai’nin aşırı yağış altında sula ra gömülen uluslararası havalima nının görüntülerini geçtiler, belki bili yorsunuz.
Belki de bilmiyorsunuz... Çünkü o görüntüleri sosyal med yadaki şamataya inanarak İstanbul Havalimanı sandınız.
O gün İstanbul günlük güneşlik ti ama “politik ruh hastaları” için önemi yok!
Adam zamanında Türk ordusun da en yüksek kurmay seviyelere gelmiş ama bu görüntüleri “Alın işte yeni hava limanımızın hali” diye sosyal medyaya servis edecek kafada...
Kadın ülkenin parmak ısırtan üni versitelerinden birinde akademisyen ama her rüzgar çıktığında “İstanbul Havalimanı’na uçaklar inemiyor” diye tweet atıyor ve yalan söylediğini bil dikleri halde meslektaşları ona “Yalan söylüyorsun” demiyor.
Çok vahim bir durum.
★★★
Bu artık ciddi bir sosyal psikoz. Toplumsal delilik hali yani. İstanbul Havalimanı sanki onlar için bir “eziyet” (persecution) öznesi... Orasının düşman, kötü, acı veren bir özne olduğunu düşünüyorlar.
Yani belli bir toplumsal kesimde söz cüğün hakiki ve tıbbi anlamıyla bir tür “şizofreni” gelişiyor.
Daha doğrusu, bu hal geliştirilip büyütülüyor.
CHP/ HDP tayfasının sosyal medya operatörleri her şeyi bilerek yapıyor. Peki esas problem nerede?
“Buna inan!” denilince hiç düşün meden inanan bir kitle oluşturdular.
Yarın öbür gün o kitleyi acaba neye inandıracaklar?