Türkiye’nin rolü ve Libya’da ateşkes
Dünyada bilinçli kötülük yapma konusunda biz deki muhalefet kadar sınır tanımayanın oldu ğunu sanmıyorum. Belki
ABD’li Demokratlar biraz yaklaşmış olabi lir. Onlar bile ülke dışın da Trump’a karşı açık lama yapmadı. Oysa
Türkiye’de iktidar ne yaparsa yapsın, başta ana ve yavru muhalefet parti leri olmak üzere kendilerini olarak tanımlayan ama dibine kadar
“yandaş” olan gazeteci ve aydınlar, işin doğru veya yanlışlığına bakmadan topyekun karşı çıkıyor.
Herhalde, Kızılderili atasözünde olduğu gibi “içlerindeki kötü köpe ği” beslemişler. Bunun başka izahı olamaz.
“hlkede can ve mal güvenli ği yoktur” demeleri, fırtına ve yağ mura rağmen sorun yaşamayan THY ve İstanbul Havaalanı’na iftira atmaları bir yana, Türkiye’nin küresel düzeyde aktif bir siyaset izlediği Libya mesele sine bir bakın. Biri “Libya’da ne işi mi] var” diye bas bas bağırıyor, öteki sanki hiç yapılmıyormuş gibi “diplo masiyi kullan” diye afra tafra satı yor. Ama daha rezilce olanı, birinin
Libya’ya giden Mehmetçiğe “leM yoner” demesi ötekinin de “5us
Çarı’na muhtaç” diye burun kıvır ması.
Seviye bu kadar aşağı düşse de
Türkiye yoluna devam ediyor ve attı ğı her adım dünyada karşılık buluyor.
Libya tezkeresi ve Türkiye’nin bölgeye asker gönderme irade sinin darbeci +after ve onu destekleyen güçler üzerinde ne kadar etki li olduğunu kısa sürede gördük. O kısa süre için de, darbeci +after’in ateşkesi dinlemeye ceğini söyleyip sevi nenler, ellerini ovuş turanlar bile oldu ama uzun sürmedi. Başkan Erdoğan’ın karar lılığıyla başlayan süreç, Rusya ve İtalya’nın devreye girmesiyle yeni bir safhaya evrildi. Önce ilk adım olarak ateşkes sağlandı sonra da Moskova’da yeni bir Libya masası kuruldu. Bu tür süreçlerin sorunsuz süreceğini kimse söyleyemez ama önemli olan kararlılık ve zamanın ruhunu yakalamaktır.
Tıpkı son dönemde Suriye siyase tinde olduğu gibi Türkiye, kaos üre ten statükoyu sarsan adımlarıyla hem kendi çıkarına hem de mazlum halkla ra sahip çıkıyor.
Bu sonuçta, kuşkusuz Başkan Erdoğan’ın yürüttüğü çok boyut lu diplomasi, çözüm odaklı siyaset ve Putin’le kurulan özel ilişki çok önem li ve kritik. Buna bütün engellemelere rağmen direnen ve tezkereyi çıkartan Meclis’in katkısını da eklemek gereki yor. Bu sayede Türkiye’nin öncülü ğünde bir ateşkes ve yeni bir görüşme zemini doğdu. Bu saatten sonra muha lefet bu sürece ne dese anlamsız ama yine de insanını “kör olmada gör, bunları” diyesi geliyor.