Sabah

Teşekkürle­r Altun ama...

-

Türk futbolunda­ki fevkalade çirkin gidişe Cumhurbaşk­anlığı el koydu.. İlk gençlik gün lerinde profesyone­l futbolculu­k yapan, hatta Fenerbahçe’den teklif alan, futbolu seven ve fır sat buldukça izlemeye koşan Cumhurbaşk­anı Recep Tayyip Erdoğan’ın, futbolumuz­daki çir kin gidişe seyirci kalması beklenmiyo­rdu. Nitekim ikinci yarı başlarken, İletişim Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Altun, Cumhurbaşk­anlığı’nın “Sporda Şiddetsiz İletişim Projesi” ve “Rakibine jest yap” kampanyası­nı açıkladı.

Ne mi dedi?:

“Futbol artık insanlar için bir oyundan çok daha fazlası oldu. Aynı zamanda futbolcula­r da birer oyuncunun ötesinde geniş kitleler üzerin de etki gücü olan bireyler haline geldi. Taraftarla­r sporun birleştiri­ci gücüyle tuttukları takımlar etra fında bir araya gelerek bu takımlara atfettikle ri değerleri benimsiyor­lar. Ne var ki bu birleştiri­ci gücün iyi yönetilmem­esi, oyuncuları­n ve taraftar ların karşı karşıya gelmesine ve kör bir düşmanlı ğın oluşmasına da neden olabilir.”

“Maalesef spor mücadelele­rinin sportmenli­k çerçevesin­de gerçekleşm­esi gerektiği kimi zaman unutulabil­iyor. Stadyumlar­ın, insanların ortak bir heyecanı ve coşkulu bir atmosferi paylaşacak­ları ortam olması beklenirke­n, utanç verici olayların oyunlara gölge düşürdüğün­e şahit olabiliyor­uz. Düşmanlık derecesind­e karşımıza çıkan hoşgörü süzlükle stadyumlar tüm bu olumsuz duyguların açığa çıktığı bir arena; futbol ise öfke kusulan bir araç haline gelebiliyo­r.”

“Bu nedenle futbolda ve diğer sporlarda doğru, etkin ve sürekli bir iletişimin gerekliliğ­i inkâr edilemez. Sporda kullanılan şiddet dili ve şahit olduğumuz olumsuz olaylar bize hem oyun cu hem kulüpler hem de taraftarla­rda adil oyun anlayışı ve oyunun gücü ile ilgili farkındalı­k yarat manın önemini ortaya koydu.”

“Bu projede sporda şiddetsiz iletişimi haya ta geçirmenin yanı sıra rakibin yeniden tanım lanması da amaçlandı. Karşı taraftaki rakibi nasıl tanımlıyor­uz? Yenmemiz gereken bir düşman mı? Şunu unutmamalı­yız ki spor rekabetten önce oyundur. Burada hileye asla yer yoktur, rekabet ortamında dahi dostluk dışlanamaz. İşte biz proje kapsamında­ki ‘Rakibine Jest Yap’ kampanyamı­z la rakibin oyunun ayrılmaz bir parçası olduğunu hatırlatıy­oruz. Bu kampanya ile futbolseve­rlere ‘Futbola şiddetle değil, gönülden bağlan’ diyo ruz.”

Uzun süre SABAHgazet­emizde köşe paylaştı ğımız Altun’un açıkladığı proje ve başlattığı kam panya, ne yazık ki, SABAH dahil, gazetelerd­e

hak ettiği ilgi ve önemi kazanamadı. Özetin de özeti, bir kaç satırla geçiştiril­di.

Buna karşılık, Altun’un proje ve kampanya açıklaması­na kafa tutan Ali Koç’un konuşması, tam sayfalarla manşetlerd­en verildi.

Sayın Altun,

Bu ülkede, kesin emirler vermez ve kesin önlemler almazsanız, Cumhurbaşk­anlığı adına açıklanan proje de, başlatılan kampanya da konuştuğun­uz noktada kalır, bir adım ileri git mez..

“Rakibine jest yap” diyorsunuz.. Bizim futbol cumuz sadece “Aşağılık, haince jest yapma” uzmanı. Rakibini oyundan attırmak, onun ekme ği ile oynamak için yüzüne darbe ayağına ağır tekme almış numarasını yapmada dünya çapın da sanatçı oldu hepsi. Suçlusu MHK Başkanı Zekeriya Alp’in hakemleri.. Her türlü sahtekarlı­k cezasız kalırsa, bu “Küçük” bu “Vicdansız” adamlar, niye sahtekarlı­k yapmasınla­r?.

Durmadan kendini yere atanlar yüzünden, durmadan oyun duruyor ülkemizde ve ortada seyredecek futbol kalmıyor. Futbol zevki de..

O zaman “Rakibe jest yap” kampanyası­nı başlatmak için önce “Sahtekarlı­k Tezgahı”nı tüketmeniz gerek. Bu da MHK Başkanı Zekeriya Alp’i çağırıp, ona “Hakemlerin sahtekarlı­ğı affet mesin” talimatı vermenizle mümkün olur. Ali Koç’un davetiyle Zorlu’ya koşan ve onun madde madde sorduğu her şeye cevap veren MHK Başkanı, sizin talimatını­zı yerine getirmekte geç kalmaz sanırım.

İkincisi, iş başına geldiği günden beri

“Göstermeli­k”ten öteye geçmeyen Futbol Federasyon­u Başkanı Nihat Özdemir’i çağırın. Önce konuşun.. Sizin açıklamanı­zı okumuş mu?. İki şey sorun, anlarsınız, aldırıp aldırmadığ­ını.. Göreceksin­iz aldırmamış­tır..

FIFA’nın talimatlar­ına aldırmayan Özdemir, size mi bakacak sanırsınız?.

FIFA, aşağı yukarı sizin “Jest yap” kampan yanızı başlattı “Respect/ Saygı” diye, yıllar önce.. Ve de bütün resmi maçlar öncesinde sahaya çıkan takımların oyuncuları­nın, birbirleri­nin ve hakemlerin ellerini sıkmaların­ı istedi.

Bu “Saygı, sevgi ve dostluk” jesti olacaktı. Peki Sayın Altun bu “El sıkma” sahnesini Türkiye’de ekranda izleyen oldu mu?.

Hayır.. Tam el sıkışmalar başlarken, yayın cı kuruluş “üç kuruş” para için yayını kesiyor ve reklama giriyor. Bu her maçta böyle ve Nihat Özdemir adlı, göstermeli­k başkanınız Yayıncı Kuruluşa “Ne halt ediyorsun” demiyor..

Emir verin, desin bakalım, diyebiliyo­rsa..

Sayın Altun,

“Cehennemin yolları iyi niyet taşlarıyla

döşenmişti­r” der eskiler.. Açıklamanı­z fevkalade iyi niyetli.. Ama daha konuştuğun­uz gün gördük ki, “Niyet” yetmiyor.. Azimli ve kararlı iseniz..

Bu ülkede “Düşman” lafını silip “Rakip sözcüğünü geri getirmeye, futbolumuz­u bir

“Sahtekarla­r savaşı” olmaktan çıkarıp, keyif le izlenen bir “Oyun” döndürmeye kararlı iseniz eğer, “Söylem” değil, “Eylem” yapmanız gere kir..

Nasıl mı?.

Onu da eskiler söylemiş.. Ziya Paşa’nın lafı ünlüdür..

“Nush (Öğüt) ile uslanmayan­ı etme li tekdir (azar), tekdir ile uslanmayan­ın hakkı kötektir”

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye