Sabah

AB: “Bazılarını üzecek olsa da...”

- mahmut.ovur@sabah.com.tr Tel: 0212 354 35 24 SMS: MOV yaz 4122’ye gönder. MH: 444 88 81 facebook.com/mahmutovur

Başkan Erdoğan, 2019 yılı değer lendirme toplantısı­nda sadece son bir yılda yapılanlar­ı, terörle müca deleyi ve dış politika hamlelerin­i anlatırken, Türkiye’nin 2013’ten 2023’e uzanan siyasi yolculuğun­u çok çarpıcı bir biçimde özetledi:

“Türkiye’nin 2023 yürüyü şü, pek çok kesi mi rahatsız etmiş tir. Ülkemize yönelik saldırı lar, bu süreçte eşi benzeri görülme miş şekilde arttı. Sokaklarım­ızı kaosa teslim etme dik. Terör örgütleri ne boyun eğmedik. Meydanı darbeci lere bırakmadık. Ülkemizin güney sınırları boyun ca kuşatılmas­ına rıza göstermedi­k. Ekonomik tetikçiler­e de teslim olma dık.”

Türkiye içeride bunları başarırken, dış politikada da Irak’tan Suriye’ye, Doğu Akdeniz’den Libya’ya bölgede oynanan oyunları bozdu, yeni bir oyun kurucu ola rak da dünya siyaset arenasında yerini alı yordu.

Başta CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğ­lu olmak üzere muhalefe tin buna cevabı “Libya’da ne işimiz var?”dan öteye geçmedi. Hatta CHP’li Engin Altay, “makul ve seküler” diye bugünlerde ateşkesi bozan darbeci Hafter’e destek verilmesi gerektiğin­i söyledi.

Oysa biraz dünyayı doğru okusalar, Mısır’dan, İsrail’den Yunanistan’dan yükse len seslere kulak verseler, arka planda karan lık işler çeviren, Libya’da kirli savaşın sür mesini isteyen Birleşik Arap Emirlikler­i’nin, Suudilerin ve Fransa’nın kirli tezgahları­nı görseler, Türkiye’nin hamlelerin­in ne anlama geldiğini anlayacak ya da en azından susa caklar. Tersini düşünmek bile istemiyoru­m.

Geldiğimiz nokta şu; muhalefet Türkiye’nin bu hamleleri görmek isteme se de dünya görüyor. Şimdi gelin bu ham lelerin AB Parlamento­su’nda nasıl değerlen dirildiğin­e bakalım. AB Parlamento­su’nda Türkiye karşıtı bir grup parlamente­r (çoğu solcu), Türkiye ile uluslarara­sı alanda meşru yönetim olarak tanınan Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti arasın daki anlaşmanın iptal edilmesi için Başkan Erdoğan’la görüşülmes­ini isteyince kürsüye AB Dışişleri ve Güvenlik Politikala­rı Yüksek Temsilcisi Josep Borrell geliyor ve şöyle diyordu:

“Bunu istesek ne olacak? Gerçeği konuşalım, sorun Libya konusunda birlik içinde hareket edememiş olma mız. Avrupalıla­r olarak farklı pozis yonlardayd­ık. Belki şimdi tüm AB üyelerince paylaşılan siyasi bir yakla şım sergileyem­emenin bedelini ödü yoruz”

BM Güvenlik Konseyi’nin Libya’da ateş kes çağrısı için Nisan’dan bu yana 15 kez toplandığı­nı ve 15 kez başarısız olduğunu hatırlatan Borrell, bölgedeki değişimi şu sözlerle anlatıyord­u:

“Bazılarını üzecek olsa da Türkiye ve Rusya bu ülkede büyük role sahip. Altı ay öncesine kadar bu iki aktör orta Akdeniz’de yoklardı ama şimdi önderliği almış durumdalar. Bu Akdeniz havzasının jeopolitik yapısın da büyük bir değişiklik.”

AB Dışişleri Bakanı Borrell, son sözü Suriye meselesine getiriyor ve Akdeniz siya setinin oradan başladığın­ı söylüyordu:

“Biz Avrupalıla­r, askeri çözüme katılmak istemediği­miz için kendi mizi bu çatışmalar­ın askeri çözümü nün olmadığı inancına mahkum ettik. Suriye’de askeri çözüm vardı, Türkler ve Ruslar tarafından hayata geçirildi ve bu Akdeniz’in doğusundak­i güç denge sini değiştirdi.”

Bu gerçeği kabullenme­k çok mu zor? Acaba CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğ­lu veya İP Genel Başkanı Akşener de; “Akdeniz’de güç dengesi değişti” diye üzüldüler mi?

 ??  ?? Mahmut gVhR
Mahmut gVhR

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye