CHP KENDISINI KANAL ISTANBUL’A ATSIN
MHP lideri %ahçeli Kılıçdaroğlu’nun Türkiye’ye göç mecburiyetinde kalan çoluk çocuğu terörist ilan etmesi çok ayıp
dışarıdan yenemeyenler içeriden çözmeyi deniyor. Kirli aracıları da belli. FETÖ, PKK, DEAŞ, kiralık tetikçiler, etnik ve mezhep fesadı, zillete düşmüş siyasi partiler. CHP bunların kontrolünde. HDP de terör aparatı. Bunlar gitsin terörist Demirtaş’ın kanlı tiyatrosunu izlesinler. CHP ile birlikte kendilerini Kanal İstanbul’a atsınlar.
Rahşan Ecevit’i nasıl bilirsiniz? Yakın siyasi tari himizde rahmetli Bülent Ecevit, “Karaoğlan” efsa nesiyle CHP geleneğinde pek görülmeyen müthiş bir rüzgar estirmişti. Gerçi tek başına iktidara getirmeye yetmedi ama ilk kez CHP’yi seçim le iktidara taşıdı. Bu başarının arkasında sessiz ama bir o kadar da siyasetin içinde olan bir isim vardı; eşi Rahşan Ecevit.
O isim önceki gün 97 yaşında yaşa ma veda etti. Onun, ressam ve edebiyat çı kimliği yanın da çok fark edilmese de baskın olan yanı siyasi kimli ğiydi. Hep eşinin yanınday dı ve onun efsaneleşmesinde ciddi katkısı vardı. Çok bilin miyor ama o yıllarda birçok ilke imza attı. En önemlisi de adında “halk” olduğu halde halktan uzak duran (hâlâ da o hava sürüyor) CHP’yi halk la buluşturmasıydı. O günle ri Rahşan Ecevit, Mehmet Çetingüleç’in yazdığı Ecevit’in Anıları kitabında şöyle anlatıyor:
“O zaman CHP adın da ‘halk’ olduğu halde halkla birlikte olmuyor du. Balolar yapıldığında ‘Bu davetlerin kapısın dan baktığımızda içe ride halkı göremezsi niz’ derdim hep... Sonra Bülent sekreter oldu ğunda rahatlamıştım. Ev ev dolaştım Ankara’da. Gittiğimiz diğer illerde de dolaştım. Onları çay partilerine davet ettik. Gelenlerin hepsi halktan insanlardı.”
Rahşan Ecevit’in siya sete kattığı ilklerden biri de Ecevit posterlerinin paray la satılmasıydı. Onu da şöyle anlatıyor:
“Eşimin genel sekre ter olmasıyla birlikte par tinin hiç parası olmadı ğını öğrenmiş oldum. O zamanlar benden hep Ecevit resimleri istenir di. Bunu para karşılı ğı yaparsak partiye para sağlarım diye düşün düm. Resimleri bastırdı ğım matbaada satışa baş ladım. Baktım iyi gidiyor, hatıra eşyaların üzerine Ecevit resimleri ve parti nin amblemini koydum ve o şekilde satmaya baş ladık. Epey bir gelirimiz oldu.”
Bugün de siyasi çalışma larda kullanılan parti oto büsü uygulamasını da ilk başlatan Rahşan Ecevit’ti. Böyle başladığı siyasi yaşa mını da, 80’lerde DSP baş kanlığı ve başkan yardımcılı ğıyla sürdürdü ama sonunda dönüp dolaşıp yine CHP’ye geldi. Hem eski CHP’yi unut tu, hem de 2 binlerin başın da kendilerinin bakan yaptığı Kemal Dervişli dönemde kurulan kumpasları.
O kumpas öylesine etkiliy di ki birkaç yıl sonra kendi evle rindeki bir soh bette Bülent Ecevit, bugün bile CHP’lilerin yere göğe koy madığı Derviş’le ilgili şöyle diye cekti:
“En büyük piş manlıklarım dan birisidir. O, şeytani hesaplar içerisindeydi.”
Söz Ecevit’e gelmişken, son günlerin sıcak tartışma ları “Doğu Akdeniz” ve dış politikayla ilgili tespitleri ni de aktaralım. Ecevit şap kasını giyerek siyasi yolculu ğa çıkan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Akdeniz’de ne işi miz var?” derken gerçek Ecevit şöyle diyordu:
“KKTC Türkiye’nin uzantısıdır. Hem Türkiye için hem de Doğu Akdeniz için Kuzey Kıbrıs’ın ne kadar önem li olduğu haritaya bakın ca görülür.”
Bugün yaşasaydı büyük ihtimalle o da Baykal gibi sürece destek verirdi. Çünkü onun dış politika öngörü sü bugünküyle birebir örtü şüyor:
“Türkiye, bir yandan AB’yle ilişkilerini fazla üstüne düşmeden, yani yalvar yakar durumla ra girmeden sürdürmeli. ABD ile de teslim olma dan ilişkileri sürdürmeli ama bununla yetinmeme li. Bunun dışında kos koca bir Asya var, Orta Asya Cumhuriyetleri, Kafkasya var, ayrıca Japonya, Çin, Hindistan ve Rusya var. Bunlar bizim kolayca ilişki kura bileceğimiz, hatta iliş ki kurmaya başladığı mız önemli ülkeler. (...) Eğer dünyadaki jeopoli tik konumunu Türkiye iyi ve sorumluca yönetebilir se, çok kısa sürede çok güçlü bir ülke durumuna gelebilir.”
Yaşamının son günlerini “yalnız” geçirdiği ve çevre sinde eski siyasilerden kimse nin olmadığı biliniyor. CHP içinde de yalnızdı ve yalnız gitti. Allah’tan rahmet diliyo rum.