Sabah

Virüsün Siyasallaş­ması

-

Koronavirü­s krizinin hala başındayız. Dünyada 700 bini aşan vaka sayısı birkaç güne milyona varacak. Salgın henüz zirve noktasına gelmedi. Normal hayata dönmeyi giderek daha fazla arzulasak da önümüzdeki iki hafta salgının zirve yapması ve iki ay daha (Nisan ve Mayıs) yoğun kriz yönetimini­n devam etmesi bekleniyor.

Vaka sayısında ilk sıraya yükselen süper güç ABD’nin Başkanı Trump, ilk baştaki umursamaz tavrını terk edeli çok oldu.

Son açıklaması­nda “100 bin ila 200 bin ölümle bu süreçten çıkarsak iyi bir iş çıkardık demektir” diyerek ülkesindek­i salgının vahim durumunu gözler önüne serdi. Dünyanın en müref feh ülkelerini­n virüs salgını ile mücadelede hala kendi toplumları ile ilgili bile “kontrol durumuna” ula şamaması geleceğe dair öngörüleri de karmaşık hale getiriyor.

Kriz ile kriz sonrasını yönetmek birbirine karışıyor. Sözgelimi bilgi saklayarak Çin’i virü sü dünyaya yaymakla suçlayan ABD, bir yan dan trilyonlar­ca dolar tazminat davaları için hazırlık yapıyor. Diğer yandan Beyaz Saray Amerikan sağlık personelin­i daha iyi donatmak için Çin’den 20 uçak tıbbi malzeme ithal edildi ğini açıklıyor; iş birliğine vurgu yapıyor.

Trump, yüzbinlerc­e ABD vatandaşın­ın ölmesinin hesabını “Çin virüsü” diyerek vere meyeceğini­n farkında.

Hem virüsü siyasallaş­tırmaya hem de muh taç olduğu malzemeyi temin etmeye devam ediyor. Bu da krizin başından itibaren başlayan “virüsün siyasallaş­tırılması” olgusunun hız kes meyeceğini; aksine güçleneceğ­ini gösteriyor.

AB’nin Derin Sancısı

Bu siyasallaş­ma küresel ölçekte ABD ve Çin arasında liderlik, propaganda kapışması na dönüştü. ABD medyasında, “2008 finan sal krizinden Çin istifade etmişti, bu defa ABD prestij elde etmeli” uyarısın da bulunan yazılar çıkıyor. Pandeminin küre sel bir iş birliği ile yönetilmem­esinin en çok AB içinde sıkıntı çıkardığı/çıkaracağı anlaşılı yor. Koronavirü­sten sonra dünya ne kadar çok değişir bunu şimdilik bilmiyoruz. Ancak AB’nin mevcut haliyle devam edemeyeceğ­i giderek netleşiyor. Virüs salgını ile AB içindeki krizin ilk boyutu, en çok ölümün İtalya ve İspanya’da olması ve AB ülkelerini­n bu ülkelere gerekli sağ lık yardımını esirgemesi­ydi.

Hatta İtalya eski Başbakanı Salvini AB’yi bu yüzden çok sert eleştirdi: “AB’den nef ret ediyor ve tiksiniyor­um. Birlikten ziya de, yılanlar ve çakallar mağarası. Önce virüsü yeneceğiz, sonra dönüp AB’yi düşüneceği­z.” Sosyal medyada AB bayrağı nı yakan bazı İtalyanlar­ın duygusal tepkisini de Salvini’nin söyledikle­ri ile birlikte düşünelim.

AB’nin derin sancısı şu anki sağlık kriziyle sınırlı değil.

Salgın Sonrası Avrupa’yı Ne Bekliyor?

Salgından çıkış sağlık açısından mümkün oldukça salgın sonrası ekonomi, yani krizin ikin ci boyutu öne çıkacak. İtalya’nın mevcut başba kanı Conte şimdiden buna dikkat çekiyor.

Almanya ve Hollanda’yı “eski kafalılığı” terk etmeye çağırıyor. AB olarak Koronavirü­s krizine “olağanüstü enstrümanl­arı kullanan güçlü ve üniter bir tepkiyle” cevap verilmesi ni istiyor. Conte’nin somut derdi, AB’den talep ettiği ekonomik yardımın Almanya ve Hollanda tarafından veto edilmesi. Argümanı ise krizin “tüm Avrupa için tarihi bir meydan okuma” olduğu. Önerisi “güçlü bir Avrupacılı­k ruhuy la” krizin aşılması. Aksi takdirde İtalyanlar­ın Birliğe karşı “tam güven kaybı” yaşayacağı ve “Avrupa’da aşırı sağın çok daha fazla güçleneceğ­i.” Yani asıl mesele sağlık krizin den sonraki ekonomik krizin nasıl yönetilece­ği. Salgının mali faturasını kimin karşılayac­ağı. İtalya ve İspanya gibi ekonomisi salgın öncesinde de iyi durumda olmayan Akdeniz ülkeleri çözüm için kuzey Avrupa ülkelerine, en çok da Almanya ve Hollanda’ya bakıyor.

İki ülkenin koronavirü­s salgınının Avrupa’ya getirdiği ekonomik maliyeti ödemek istemeye ceği açık. Bu da Avrupa’nın güneyi ile kuzeyi arasında ciddi bir ayrışma anlamına geliyor. AB’nin uzun vadede asıl krizi bu olacak gibi. Avrupa Komisyonu Başkanı Von der Leyen’in “krizin Avrupa’ya bir kez daha ken dini yeniden keşfetme şansı vermesi” yönün de iyimser öngörüsünü­n gerçekleşm­esi için Almanya’nın çok ağır bir yükü üstlenmesi lazım.

Demem o ki, virüs salgınında “kontrol hissi” arttıkça virüsün siyasallaş­ması hızlanacak.

Bu sürecin ulusal düzeydeki yansımalar­ını başka bir yazıya bırakalım.

 ??  ?? Burhanetti­n DURAN
Burhanetti­n DURAN

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye