Eski tadı yok
Kabak çekirdeklerini boşuna hazırlamışız. İyi ki çayı demlememiştik... 25 Temmuz’da “gerçekleşti rilecek” olan CHP kurultayında... (Bu böyle yeni Türkçe, “yapılacak” denemiyor!)
Yüksek sesle konuşmak yasak olacakmış.
Koltuklara birer boş bırakılarak oturulacak, “mesaIe” korunacak, ayakta kimse olmayacak... Seyirci de yok. Bu kurultayın da tadı yok.
En iyisi biz televizyonun karşısına geçip “Fırıncının Karısı” filmini seyredelim, o daha ilginç.
Ama ikisinin de sonları belli:
Kurultayı yeniden Kılıçdaroğlu kazanacak, Ferdane de yeniden fırıncı kocası Mustafa’yı.
★★★
Düğünlerde de halay çekmek yasakmış.
Tövbe, ancak gelinle damat çekebilir, başka kimse katılmayacak.
İki kişilik halay pek duyulmamıştı ama...
Gelin, damat, nikah memuru ve şahitlere maske zorunlu değil.
Hani kulübede bekleyen yedeklere maskenin zorunlu, ama sahada bulunan oyuncu ve hakemlere olmaması gibi...
Hoca hamle yaptığı anda virüs tehlikeli olmaktan çıkıyor!
Oyuncu oyundan alınır alınmaz virüs gene tehlike yaratmaya başlıyor.
Burada da gelin, damat, şahitler ve memur birbirlerine “düğün zamanı ayıp olur” diye virüs bulaştırmıyorlar. Korona kutsal evlilik müessesesine saygılıdır.
Öpüşmek koklaşmak gelinle damada serbest, ötekilere yasak.
Ateş de ölçülüyor...
Az sabretseniz, gelinle damadın ateşi gece olunca nasılsa yükselecek...
İyi ki otuz sene önce evlenmişim.
★★★
Bu kurallar uygulanacak mıdır?
Çoğu yerde hayır.
Parkın içindeki bisiklet yolunda mangal yapan ve kendisini uyaran bisikletçiye bıçak çeken yaratık, kayınçosunun düğününde şöyle doya doya kimseyi öpemeyecek mi? Gelinin arkadaşlarına sulanamayacak mı? Havaya kurşun sıkamayacak mı? Yanlışlıkla damadı vurup öldüremeyecek mi?
Ne tadı kaldı o düğünün?