Yeni rant oluşur
İBB Başkanı İmamoğlu'nun UKOME tarafından reddedilen 5 bin yeni taksi projesine, İstanbul Toplu Ulaşım Bilim Kurulu Başkanı Ilıcalı cevap verdi: “Hiçbir altyapı çalışması yok. Yeni rant oluşur.”
Türkiye, Akdeniz'de yaptığı ataklarla hakimiyetini gösterirken, sivil toplum kuruluşları (STK) da Akdeniz'deki adalarda yaşayan Türkler'den gasp edilen topraklarının iadesi için dava seferberliği başlatıyor. 100'den fazla STK, başta Girit olmak üzere 12 ada, Rodos ve Batı Trakya için harekete geçti.
BM, AİHM VE AGİT’E GÖTÜRECEKLER
Yunan hükümeti halen bu araziler üzerinde yaşayan Yunanlara tapu veremiyor. Çünkü bu tapular Osmanlı arşivlerine göre Türklere ait. Bu adalardaki gayrimenkuller Lozan Anlaşması sonrası oldu-bittiye getirilip Türklerin elinden alındı. Türk dernekleri bu nedenle Yunanistan'ın bir oldu-bittiyle başlattığı ve on yıllardır sürdürdüğü işgali Birleşmiş Milletler, AB, AGİT ve AİHM'de uluslararası yargıya taşıyacak. Temmuzda yapılacak çalıştay sonrası arka arkaya davalar açılacak. Bugüne kadar tek tek açılan davalar olsa da yeni oluşumda STK'ların özel avukatlık büroları, Osmanlı dönemi arşivcileri ve Türkiye'ye göç eden Türkler'in danışmanlığı söz konusu olacak. Hem dernekler hem de akademik kadro bu davaların kurumsal bir yapıda devam ettirilmesi için karar aldı.
100 DERNEK DESTEK VERİYOR
Türk Dünyası Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Halit Kanak ve Başkan Yardımcısı Cankat Aytek, Türkiye'nin şu an Doğu Akdeniz'de, Libya'da, Irak'ta yaptığı harekatlarla belli bir statüye oturduğunu söyledi. Kanak şöyle devam etti: “Donanmamız, uçaklarımız ve İHA'larla Girit'in güneyine inince bize de buralarda gasp edilen toprakları talep etmemiz için güç oluştu. Girit geçmişte Türk toprağı iken elimizden alındı. Oradaki Türkler gönderildi. Büyük kısmı imha edildi. Lozan Anlaşması sonrası üç ülke hakkından feragat edince Girit'in Türkiye'ye bırakılması gerekiyordu bu yapılmadı. Biz de hukuki olarak bu hakkımızı almak için harekete geçtik. Türkiye artık hakkını arayan ve elde eden bir anlayışla hareket ediyor. Yeryüzünde soykırıma uğramış millet varsa Türk milletidir. Balkanlarda da aynı durum oldu.”
Kanak, davaların Girit'le sınırlı kalmayacağını, Rodos, Kıbrıs, İstanköy, Musul-Kerkük, Bulgaristan, Batı Trakya, Kırım ve Libya'da da devamının geleceğini söyledi. İstanbul Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İlyas Topsakal da, birçok akademisyenin bu sürece destek vereceğini, Kıbrıs konusunda KKTC eski Cumhurbaşkanı merhum Rauf Denktaş'ın danışmanı Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Anabilim Bölüm Başkanı Prof. Dr. Soyalp Tamçelik ile Sercan Akarcalı'nın bu alanda danışman olduklarını belirtti.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun 5 bin yeni taksi projesine UKOME'nin ret kararı vermesi sosyal medyada büyük yankı uyandırdı. Biz de konunun uzmanı ile konuşmak için İstanbul Toplu Ulaşım Bilim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mustafa Ilıcalı ile bir araya geldik. Kararın UKOME'de reddedileceğinin bilindiğini aktaran Ilıcalı, “Çünkü hiçbir altyapı çalışması yok. Varsa da kimse bilmiyor. 5 bin plaka neye göre belirlenmiş? Neden 5 bin plaka? 3 bin olsun ya da 15 bin olsun. Nasıl bir çalışma sonucunda 5 bin plaka kararı alınmış belirsiz. Varsa bunun altyapısı neye göre hazırlandı? Kimse bilmiyor” ifadelerini kullandı.
Taksi sayısının artması gerektiğini anlatan Ilıcalı, “90'dan beri yeni taksi plakası yok. İstanbul'un nüfusu artmış. Yeni taksiye ihtiyaç var mı, kesinlikle evet. Ama kaç taksi gerekiyor? Bunun altyapısı çalışılmalı” diye konuştu. İstanbul'daki taksilerin yüzde 50'sinin boş dolaştığını anlatan Ilıcalı, “Bu sorunu çözmeden 5 bin plaka daha eklemeniz ancak sorun yumağını daha da büyütür. Bunu koordine etmemiz gerekiyor. Bunu nasıl yaparız? Acilen hemen mobil uygulamaların devreye girmesine yönelik bir genelge yayımlanmalı. Artık taksiler yerli ve milli yazılım kullanmalı. Bunu yüklemeyen taksiler müşteri almamalı. Denetimleri yapılmalı” şeklinde konuştu.
ŞOVUN DEĞİL ÇÖZÜMÜN PEŞİNDEYİZ
İstanbul'da 700 bin taksi yolculuğunun olduğunu anlatan Ilıcalı, “Mobil uygulamadan taksi çağrılma oranı yüzde 7. Yani ortalama 50 bin yolculuk mobil üzerinden yapılıyor. Mobil uygulamayı devreye aldığımızda vatandaşın talebi ne kadar sürede karşılanmış? Hangi bölgelerde ihtiyaç var? Hangi bölgelerde boşluk oluşuyor. Bakarız ihtiyaca. 5 bin mi 10 bin mi 3 bin mi? En net sayı böyle belirlenir. Yoksa sorunu çözmeden 5 bin taksiyi devreye alıyorum dediğinizde yeni bir rant oluşur. Sorun çözülmediği için daha da büyür. 2 yıl içinde yine bir taksi problemiyle karşı karşıya kalırız. Bizim derdimiz şov yapmak değil sorunu çözmek” ifadelerini kullandı.
Taksilerin boş dolaşmasının trafiğe olumsuz yansıdığını dile getiren Ilıcalı, şöyle devam etti: “İstanbul'da 18 bin taksi var. Bunun yarısı boş geziyor. Günde ortalama 10 litreden yola çıkarsak, 9 bin taksi 90 bin litre benzini boşa yakıyor. Benzini ithal ediyoruz. Bu ciddi bir cari açık. Sistemi düzenleyelim, bakalım hangi bölgelerde eksiklik var. Ne kadar taksiye ihtiyaç var. Ondan sonra hayata geçirelim. Bu da uzun bir süre değil, 2-3 ay içinde hayata geçirilir. Örneğin Beşiktaş'ta insanlar taksi bulamıyor ama Beylikdüzü'nde taksi boş geziyor. Taksileri bölgelerin yoğunluğuna göre bu tür sistemler üzerinden dağıtır ve hepsinin boş gezmesinin önüne geçeriz.”