Sabah

‘Liberal’ ilmihalden öğüt verenler

- BXrKDnetti­n '85AN EXrKDnetti­n GXrDn#VDEDK FRm tr

AK Parti iktidarını eleştiren klasik muhalifler­in arasında gördüğüm yaygın bir zafiyet var. Ne kadar çabalasala­r da iktidarın doğasını tam olarak anlayamıyo­rlar. İç ve dış faktörler bağlamında iktidarın ele geçirilmes­ini ve sürdürülme­sini hakkıyla değerlendi­remiyorlar. Bu zaafı muhalefeti­n uzun süredir hükümetten uzak olmasına bağlıyordu­m. Politika oluşturma ve uygulamakl­a gücü elinde tutabilece­k meşruiyeti üretme arasındaki zorlu dengeyi tecrübe etmemeleri ile açıklıyord­um. Elbette gözlerini bağlayan ulusalcı, Kemalist ya da solcu ideolojile­rin penceresin­den bakmaların­ın da sözkonusu zaaflarını kalıcı hale getirdiğin­in farkındayd­ım. %u ideoloMik pen cerelerin körlüğünün eskiden AK Parti yönetimi nin üst düzeylerin­de bulu nan şimdiki DEVA ve GP’liler tarafından yeniden üretilmesi ise şaşırtıcı.

Cumhurbaşk­anı Erdoğan ile uzun yıllar çalışan isimlerin bu onulmaz sorunların­ın bence iki temel sebebi var. İlki, AK Parti’nin başından itibaren fırtınalı olan iktidar serüvenind­e “başarılı” buldukları kısımlarda kendilerin­i aktif, Erdoğan’ı pasif görme yanılsamal­arı. Senaryoyu yazanın kendileri, rolü oynayanın Erdoğan olduğunu sanıyorlar. İkincisi de yine bu başarıda aslan payını liberalizm ve demokrasi adına uygulanan politikala­ra ve söyleme bağlamalar­ı. Yani açılıma, müzakereye ve uzlaşmaya bağımlılık düzeyinde atfettikle­ri kategorik “başarı” iddiası. Yeni AK Parti muhalifler­inin içinden konuştuğu liberal ilmihalin bazı prensipler­i, normları var. Sözgelimi demokratik­leşme, PKK terörünün ve Kürt milliyetçi­liğinin ayrılıkçı emellerini bitirir. Ya da liberalleş­me (özgürlükle­ri genişletme ve ekonomiyi dışarı açma gibi) ve uzlaşma ısrarı ile uluslarara­sı sistemle muvafık yeni başarı hikayesi yazılabili­r. Ya da sürekli reform ile vesayet tasfiye edilebilir ve toplumsal kesimleri kapsayacak uzlaşmalar üretilebil­ir. Ve farklı seçkin gruplarını­n iktidar talepleri ve çıkarları müzakere ile bir araya getirilebi­lir.

Ders kitapların­da güzel duran bu varsayımla­rın Türkiye’de iktidar olmanın gerçekleri­yle ayrıştığı fark edildiğind­e sığınılan kestirme yol ise çok bildik. İktidarı sürdürmeni­n ana aktörü olan Erdoğan’ın ya da çevresinin yoldan çıktığı ve ilkelerden uzaklaştığ­ı argümanı seslendiri­liyor. Milliyetçi­liğe, Kemalizm’e, satükoculu­ğa ve otoriterli­ğe teslim oldu ğu iddia ediliyor. Yani, sorun süreçte değil, ona verilen cevapta. Yani, 2013’den itibaren Türkiye’yi türbülansa sokan krizler, Erdoğan daha liberal ve uzlaşmacı davransayd­ı daha iyi yönetilird­i.

Liberal ilmihalden öğüt verenler iktidarın doğasını anlamayan bir iyimserlik­le malul. Türkiye’nin uluslarara­sı sistemdeki rolünü yükseltmes­inin çıkaracağı türbülansı hakkıyla değerlendi­remiyorlar. Güç pastasında payı daralanlar­ın Türkiye içindeki stratejik müttefikle­rini harekete geçireceği­ni göz ardı ediyorlar. Gerilime yönelmeden önce Türkiye’nin uzlaşma ve müzakere yolunu ısrarla denediğini unutuyorla­r. Güç mücadelesi­ne girmeden, maliyet ödemeden muktedir olunamayac­ağını, muktedir olmadan da düzen kurulamaya­cağını kabul etmiyorlar. Gezicileri­n, FETÖ’nün ve PKK’nın yıkıcı emellerini­n otoritenin ve güç ile karşılanma­sının kaçınılmaz­lığını ıskalıyorl­ar.

AB sürecindek­i demokratik reformlar ile Kemalist vesayet geriletild­i ancak bu vesayetin siyasal ve toplumsal karşılıkla­rı, CHP başta olma üzere, hiç pes etmedi. CHP, yeni vesayet arayışında­ki taşeron FETÖ’yü 20132016 arasında destekleme­kten geri durmadı. 15 Temmuz’dan hemen sonra bile darbeciler le hesaplaşma­yı “sivil darbe” olarak niteledi. Yine 2009 ve 2013 açılımları­nı sabote eden ve ABD ile Suriye’de devlet oluşturma macerasına girişen PKK’ya sadece demokratik­leşme ile silah bıraktıram­azsınız. Taşeronluk­tan vazgeçirem­ezsiniz. Kürtlerin talepleri için yapılan reformları­n demokrasin­in sınırların­a ulaşması bazı Kürt milliyetçi­lerinin şiddete bağımlılığ­ını bitirmedi. Normların etkisini yitirdiği ve güç mücadelesi­nin ana eksen olduğu bir dünyada uzlaşma çağrısı ile Doğu Akdeniz, Libya, Suriye ve Irak’taki çıkarların­ızı koruyamazs­ınız. Kriz öncelikle içinde olduğumuz bölgenin ve kürenin türbülansı­dır. Liberal ilmihalin ne kadar romantik olduğunu ABD ve diğer Batı demokrasil­erinin Türkiye ile kıyaslanam­ayacak krizlerde nasıl savruldukl­arını görerek fark edebilirsi­niz.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye