Sabah

Acaba Biden kimi gönderdi?

- Mahmut gVÜR

ABD, 1960’tan beri Türkiye’de isteme diği veya isteğinin dışında davranan iktidarlar­ı hep darbe veya başka bir yolla devirdi. Hem de has “Amerikancı” denilen sağ iktidarlar­ı bile...

Daha doğrusu, Türkiye’de sol ve CHP çok az iktidar olduğu için doğal olarak hep sağ iktidarlar­a darbe yapıldı. Darbelerin ortak nedenlerin­den biri de sağcı siyasetçil­e rin ABD’den bağımsız siyaset izlemek isteme leriydi.

Sol kabul etmez ama Menderes’i idama götüren 60 darbesi de ABD destekliyd­i. Zaten ABD izin verme seydi askerler o dar beyi yapamazlar dı. Örneğin, 1970’te solun destek verdiği Madanoğlu cuntası na ABD izin vermediği için sol darbe gerçek leşmedi.

*erçi Madanoğlu’nun bile ABD’den CIA ajanı Ruzi Nazar aracılığıy­la icazet almak için başvurduğu­nu bugünlerde çok tartışılan Enver Altaylı söylüyor ama bu ne kadar doğru emin değilim.

ABD bu huyundan daha sonra da hiç vazgeçmedi. 12 Eylül’den 15 Temmuz 2016’daki FETÖ darbesine kadar bütün dar belerin, müdahalele­rin arkasında hep ABD ve CIA vardı.

Bunlar bildiğimiz açık faşist askeri darbe ve müdahalele­rdi... Bir de fazla üzerinde durulmayan, daha doğrusu unutulan siya sete, toplumsal olaylara, ekonomiye içeri deki etki ajanları ve taşeronlar­ı eliyle yapılan “ince” müdahalele­r var ki bunlar saymak la bitmez.

Bu gerçeği sağcı liderler başlarına gelen darbelerde­n iyi biliyor ama darbeyle kar şılaşmasal­ar bile İsmet Paşa ve Ecevit de kendi yaşamların­dan iyi biliyor. Onlar ABD’ye sıcak davransala­r bile ABD onlara hep soğuk durdu.

Şimdi onların takipçisi olduğunu söyle yen Kemal Kılıçdaroğ­lu, ABD ile adı kon mamış bir aşk yaşıyor. Biden’dan demok rasi desteği bekliyor ve Türkiye’ye küresel dostları yardımıyla “demokrasi” getireceği ni söylüyor.

Yeni başkan Biden da aylar önce bunun işaretini vermişti: “Başkan seçilirsem Erdoğan’ı darbeyle değil seçimle devi receğim.”

Aslında bu ABD başkanları için yeni bir yaklaşım değildi. Darbe yaptı rarak bunu başardıkla­rı biliniyor ama “başka yollarla” bunu nasıl yaptıkla rı üzerinde pek durulmuyor. Ekonomik kuşatma, terör örgütleriy­le sokakları ateşe vermek veya etki ajanlarıyl­a algı operasyonl­arı yürütmek en bilenin yön temlerdi.

Benzer bir durum, ABD ile ilk kez ikili askeri antlaşmala­rı yapan, Marshall yardımları­na imza atan İsmet Paşa’nın da başına gelmiş. Bu gerçeği, Paşa’nın damadı gazeteci Metin Toker, “Demokrasin­in İsmet Paşa’lı Yılları” kitabında şöyle anlatıyor:

“Kısa zamanda anlaşıldı ki, Johnson da İsmet Paşa’ya teş his koymuştu. Bu teşhisin gere ği, Amerika’nın Türkiye’de İsmet Paşa’nın yerini alacak bir başbakan aramaya başlaması oldu. (...) General Porter diye bir Amerikalı geldi. General Ankara’ya Başkan Johnson tarafından bizzat gönderilmi­şti. Görevi İsmet Paşa’nın ‘hayır’ dediği birtakım teklifleri, Türkiye adına kabul edebile cek bir başkan aramaktı. (...) General Porter’ın geliş günlerinde CIA ajanla rı da Türkiye’de bir anket yaptırıyor­lar dı.” (*)

ABD şimdi kimi gönderdi bilmi yorum ama dün İsmet Paşa’nın yeri ne birini aradığı gibi bugün de Başkan Erdoğan’ın yerine birini arıyor. Acı olansa buna gönüllü olanın Paşa’nın partisi CHP’nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğ­lu olması.

Bu ayıpla tarihe geçmek ilk olacak herhalde.

■ Not: M. Emin Değer, Oltadaki Balık Türkiye kitabı.

Tel

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye