Sabah

Ekonomi-politik ve de alafortanf­onik

- ENGİN ARDIÇ eardic@sabah.com.tr

Sayın Kılıçdaroğ­lu sık sık konuşur, çoğu zaman boş konuşur. Kimi zaman da dolu konuşur gibi yapar ama eşeleyince onun da boş olduğu görülür.

Yüz kızartıcı yalanlar ayrı...

CHP’li bir grup akademisye­n, satma yacak ve okunmayaca­k bir dergi çıkarma ya hazırlanıy­ormuş, hani Ecevit’in baskı dönemlerin­de çıkardığı dolu gibi görünen boş dergiler gibi... Buram buram “yarıaydın” kokan dergiler...

Kambersiz düğün olmaz, Kılıçdaroğ­lu’ndan demeç almışlar.

E orada iktidara çatmakla yetinmek olmaz, meydan nutku ya da parti grup top lantısı değil ki bu, “dişe dokunur” laflar edeceksin.

“Teoriye” katkıda bulunacaks­ın ki kalı cı gibi görünsün.

O da göstermiş.

“Tüm demokratla­r biraraya gelmeli” diyor.

Evet, özellikle darbe gecelerind­e eve sak lanıp gelişmeler­i ve cumhurbaşk­anının ölü münü beklemeye koyulmamal­ılar...

Kılıçdaroğ­lu ayrıca “sosyaldemo­krasi için temel ilkeler getirilmel­i” diyor.

Demek ki yokmuş bunun temel ilkeleri... Olsaydı getirmek istemezdi...

İlke olmadığı için ayrılıkçıl­ara göz kırp mak da “mubah” sayılıyor olmalı, terörist lerle kol kola girmek de, parti içindeki sapık lara göz yummak da, skandallar­ı örtbas etmek de.

“Demokrasi bütün ülkelerin ortak sorunu olmalı” demiş.

Bunu Çin ve Kuzey Kore yetkililer­ine söylesin, bakalım nasıl bir tepki alacaktır.

★★★

Al gözüm seyreyle, dergimiz sayın genel başkanımız­ın hiçbir yerde yayınlanma­mış “özgün” düşünceler­iyle bayinizde! (Kaç satacağını bana da bildirin.)

Kılıçdaroğ­lu sonra da vermek istediği asıl “meşaza” geliyor:

“Sosyalizml­e kapitalizm arasında bir ekonomik yapılanma gerekiyor”...

Öyle bir yapılanma yok ama hazret bunu sosyaldemo­krasi sanıyor: “İşte biz buna sosyaldemo­krasi diyoruz.”

Siz diyor olabilirsi­niz ama kimse demi yor.

Sosyaldemo­krasi, kapitalizm­le komü nizm arasında bir üçüncü yol değildir.

Kapitalizm­in “yumuşatılm­ış” ve köpü ğü alınmış şeklidir.

Burada sınıf çatışmalar­ı gevşetilir, çalışan sınıfa daha fazla haklar tanınır.

Böylece “kaka ideolojile­re” sapmala rı önlenir.

Vahşi kapitalizm, artık belli bir doygun luk düzeyine eriştiği için refahtan işçiye de pay vermektedi­r.

Zincirleri­nden başka kaybedecek bir şeyi olmayıp da dellenenle­r, kaybedebil­ecekle ri buzdolabı, çamaşır makinesi, televizyon ve hatta arabaya sahip olunca durulurlar...

★★★

Ne var ki, sosyaldemo­krasi, “gelişmekte olan” ülkelerde değil, belli bir gelişmiş lik düzeyine ulaşmış ileri ülkelerde geçerlidir. Refahın artışı değil, refahın paylaşımı mese lesidir bu.

Türkiye değil yani, İsveç.

Birtakım çokbilmişl­er bunu altmışlı yıllar da “İsveç sosyalizmi” diye pazarlamay­a çalışırlar­dı, hiçbirimiz de yemezdik.

Fakat İsveç’te de fazla yürümedi.

Çünkü “verimlilik” düştü, ekonominin çarkları yavaşladı. Vazgeçtile­r.

Çalışırsa ayda 900 Kron, çalışmazsa sigortadan 800 Kron alan işçi, çalışmamay­ı tercih ediyordu!

En azından bizim Türkler böyle yapıyor lardı...

★★★

Türkiye gibi, sınıf değiştirme kanalları nın daraldığı ama bütün olumsuz gelişmele re rağmen hala açık olduğu, işini bırakacak her çalışana karşılık en az otuz kişinin sıra da beklediği, lumpenleri­n talana yumuldu ğu kuralsız bir ülkede, sıkıya gelmeyi kimse nin sevmediği bir ülkede sosyaldemo­krasi sökmez.

Sendika söküyor mu? Grev söküyor mu?

Öyle olmasaydı solcular iktidara gelirler di yahu!

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye