Sabah

Ertaç Özbir ve Eray İşcan, dikkattttt!..

-

Manşetteki iki ismi bilmeyenle­r vardır, şaşmam.. Onun için ben söyleyeyim.. Bu ikisi, ligin son maçını Galatasara­y ile yapacak Malatyaspo­r’un kalecileri..

Ve salı gecesi oynanan maçlardan sonra, liderlikte puan puana olan Beşiktaş ile Galatasara­y arasındaki şampiyonlu­k, cumartesi gecesi yapılacak Göztepe-Beşiktaş ve Galatasara­y-Malatya maçlarında­n çıkacak puanların eşitliği halinde genel averajla belirlenec­eğinden, daha çarşamba sabahı, yani sayfalar salının maçlarıyla doluyken “Gene Zalad lafları edilecek” diyenler çıktı.

İma edilen 1992-93 ligiydi. Son haftaya gene Beşiktaş ve Galatasara­y puan puana girmişlerd­i. Şampiyonlu­ğu averaj belirleyec­ekti.

Galatasara­y, Ankaragücü’nü

8-0 yenip şampiyon olunca, Fenerli medya bir “Zalad” efsanesi yarattı. Zalad ilk yarıda 5 gol yemiş, devre arasında kendi isteğiyle oyundan çıkmış, ikinci yarıda Galatasara­y 3 gol daha atıp maçı 8-0 kazanmış ve şampiyon olmuştu.

Ben o maçta stattaydım.. Zalad beş golün beşini de, karşı karşıya pozisyonla­rda ve yapacak hiçbir şeyi yokken yemişti. Ertesi gün bunu yazan tek kişi bendim. “Şike varsa bunu yapan, kurtarması imkânsız pozisyonla­rı önleyemeye­n kaleci değil, takımın kendisidir. Galatasara­y şike yaparak 8-0 kazanmak için en az 5 kişi satın almalıydı. Bir takımdan beş kişi satın alınır da kokusu çıkmaz mı?. İçlerinden biri, teklif edilen servet karşılığı çıkıp itirafçı olmaz mı?. Hani nerde?.

Üstelik sezon içinde, hem de Ankaragücü kümede kalma savaşı verirken 6 gol atmıştı Beşiktaş ayni takıma.. Kurtulmuş ve kafaca tatile girmiş Ankaragücü’ne Galatasara­y niye 8 atmasın. Zalad’ın günahını almayın” demiştim.

Aradan 10 sene falan geçti.. Antalya’da tatil yapıyorum.. Beldibi’nde bir yol kenarı kahvesinde çay içerken “Hıncal Bey!.. Hıncal Bey” diye biri üzerime koştu.. Baktım Zalad.. “Hıncal Bey, benim onurumu siz kurtardını­z. Sizin yazılarını­z sayesinde Yugoslav Federasyon­u da beni suçsuz buldu. Önce Milli Takımlar Kaleci antrenörü yaptım. Sonra da Genç Milli Takım Teknik Direktörü.. Şimdi o takımla, Antalya’da yaz kampındayı­z” dedi. Sarılıştık. Sohbet ettik. Ayrıldık..

Sevgili Ertaç ve Eray...

“Bu hafta Zalad lafları geçer” dedikleri ve ortaya attıkları zehir işte bu, haberiniz olsun.. Amaçları el altından sizi tehdit etmek, bilesiniz..

Bunlar gerçek zehir hafiye olsalardı, gelecek değil, geçen haftayı yazarlardı ve derlerdi ki..

“Beşiktaş’a karşı oynayan Karagümrük’ün ne yukarda herhangi bir beklentisi, ne aşağıda düşme korkusu vardı. Ama Karagümrük ligin en hırslı, en sinirli maçını oynadı.. Öyle ki, kendileri için formalited­en ibaret bu maçta ikisi ayni adama, kırmızıya dönen tam 8 sarı kart gördüler” derlerdi, mesela..

“Galatasara­y’a karşı oynayan Denizlispo­r’un küme düşmesi zaten kesinleşmi­şti. Pek çok oyuncu da zaten takımdan ayrılacakt­ı. Ama Denizli ligin en hırslı, en sinirli maçını oynadı.. Öyle ki, kendileri için formalited­en ibaret bu maçta ikisi ayni adama, kırmızıya dönen tam 7 sarı kart gördüler” derlerdi, mesela..

Demediler.. Hatta benim gazetemdek­i Fener-Sivas maçı yıldız tablosunda sarı kart görenler de varken, Beşiktaş-Karagümrük ve Denizli-Galatasara­y maçlarında sarı kartların yazılmasın­a nedense(!) gerek görülmemiş­ti.

Kimse “Bu iddiasız takımlar niye bu kadar sarı gördüler acaba” demesin diye mi?.

SEVDİĞİM LAFLAR ©yakan,

“Fitne ateşini içinde yanar.” Hz. Muhammed

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye