Babacan’ın ihaneti
Siyasi tarihimizde baskıyla, makam karşılığı veya gönüllü parti değişti renler oldu ama DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan gibisi görülmedi.
O bir AK Parti milletvekili olarak hem Başbakan Erdoğan’ı Cumhurbaşkanı adayı göstermek için imza veriyor hem de onu devirmek için Kemal Kılıçdaroğlu’nun başını çektiği muhale fetin “göbeğinde” yer alıyordu.
Tarihte çok az görülen bu siyasi ihanet örneğinin nasıl anlatıldığını hatırlamak ta yarar var. Babacan, “yeni dostları” CHP’nin kanalı Halk TV’de 2018 yılın daki cumhurbaşkanlığı seçimlerini anlatır ken sözü eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e getirerek şöyle diyordu:
“2018’de kötü bir tecrübemiz var. 2018’de ortak adaylık teşeb büsü vardı. Olmadı. Ülke tam 5 yıl kaybetti. Tam 5 yıl. Çok detayına girmeyeyim.”
İsmail Saymaz müstehzi gülüşle araya girip soruyor:
“Detayına girelim. Çok iyi konu açtınız. Sırlarınızı döktünüz. O tarihte siz de o çalışmaların içinde siniz diye anlıyorum.”
Babacan da aynı coşkuyla ve karşı mahalle gazetecilerine hoş görünme “sar hoşluğuyla” devam ediyor:
“Tabii tam ortası, göbeğindey dim. Görünür değildim ama tam göbeğindeyim.”
Tarihe geçecek utanç verici bir cevap bu... Sonrası “Gül neden aday olama dı?” sorusuyla devam ediyor ancak ona aynı netlikte bir cevap gelmiyor, daha doğrusu kıvranıyor.
Kıvranıyor, çünkü o sorunun cevabı Meral Akşener. O da bunu söyleyemi yor. Herhalde bu kez de kendi adaylığına engel olur diye korkmuştur.
Kuşkusuz işin bu yanı da tartışılacak ama çok daha önemli yanı geçmişinde bakanlık, başbakan yardımcılığı yapmış, şimdi bir partinin genel başkanı olan bir siyasi aktörün, onu o makamlara getiren partiye “ihanet” ettiğini açıklaması. Buna sıradan eski bir milletvekilinin anıları deni lip geçilemez... Çünkü halen sıcak siya setin içinde ve halen Başkan Erdoğan karşısında, iç ve dış dostlar dedikleri kimlerle ittifak yaptığı bilinmiyor.
Bu yüzden Babacan’ın da bu itira fı çok tartışılacak ve yakasında “kara bir leke” olarak kalacak.
Aslında Babacan’ın böyle bir nok taya geleceğinin ilk işaretini Başkan Erdoğan, onun AK Parti’den ayrıldığı günlerde vermişti. “Bizim bir davamız var. Biz siyaseti bunun için yapıyo ruz. Bunlar ümmeti parçalamak isti yorlar.” 2019 yılında da Adıyaman’da gidenlerin pozisyonunu tarif ediyordu:
“Bu davaya ihanet edenler, artık bu davanın saflarında yer alamazlar.” Bu açıklamaya tepe den bakan, güngörmüş gazeteciler de hemen harekete geçiyor, “Ümmeti böl mek, ihanet, arkadan hançerle mek, trenden inmek” gibi suçlamala rı tiye alan, küçümseyen bir yaklaşımla Babacan’a övgüler düzüyorlardı. Hem de “sakin”liğine ve siyasette “büyük çığır” açacağına vurgu yaparak...
Öyle bir hava çizdiler ki, sanki siyasette sadece fikir ayrılığı yaşanır, “ihanet” ve “arkadan hançerlemek” hiç yaşanmaz. Oysa Sezar’ı sırtından bıçakladığı söyle nen Brütüs’ten bu yana siyasi tarihin bir yüzünde hep ihanetler var. AK Parti için deyken, muhalefetin cumhurbaşkanı ada yına destek vermek ve “göbeğinde” yer almak, “ihanet” veya “arkadan han çerlemek” değilse nedir?
Böyle kirli bir geçmişe sahip siyasetçi nin topluma güven vermesi mümkün mü?
Bu şaibe, sadece Babacan’ın partisine yapışıp kalmayacak, Babacan’ı bu nok taya sürükleyen Gül dahil, siyasi kum pasın içinde yer alan Kılıçdaroğlu ve Karamollaoğlu da payına düşeni ala cak. Bu kiri de “küresel dostları” bile temizleyemez.