Atatürk solcu muydu?
Değildi. $tatürk’ün yaptı ğı, “radikal bir uygarlık değişimidir”... Daha doğrusu, 1839’dan beri sür mekte olan Batılılaşma girişimlerinin temele indirilmesidir.
Temele de pek fazla inememiş, halka yayılamamış, bürokratların ve onlara kapılanmış aydınların mahalle sinde kalmıştır.
Öyle olmasaydı, halk ezilmesey di AK Parti iktidara gelemezdi ve kala mazdı ki!
Atatürk döneminde tek parti yöne timi vardı. Bu bir bürokrat yönetimiy di. İşçinin ne örgütlenme hakkı vardı, ne sendika, ne dernek, ne parti hakkı.
Ama, dişe dokunur bir işçi sınıfı mı vardı sanki, diye de sorulabilir.
Dişe dokunur bir sanayi burjuvazi si de yoktu, ticaret burjuvazisini gay rimüslimler oluşturuyordu, tırpanla dılar.
Uygulanan, bürokrasi güdümünde devlet kapitalizmi olmuştur.
Bunun solla bir ilgisi yoktur. Atatürk devrimleri, solculuk değil dir.
Latin alfabesi kullanmakla solcu olunuyorsa, Rus Bolşevik Partisi’ni, Çin Komünist Partisi’ni, hatta Kuzey Kore’yi nasıl açıklayacaksınız?
Medeni kanun, kadınlara oy hakkı vb. sol girişimler değil, çağdaşlaşma girişimleridir.
İnönü de sosyalist solun en büyük düşmanı olmuştur. İki kere, 1925 ve 1946’da sosyalizmi tırpanla mıştır.
Bu gerçeği görünce, artık $tatürk’e de, İnönü’ye de,
Ecevit’e de, %aykal’a da solcu diyemezsiniz. Bu açıdan Livaneli haklıdır.
Ama, sanayisi olmayan, burjuva sı ve proleteri cılız bir ülkede de kim neyin solculuğunu yapacaktı sanki?
Üstelik $tatürk, “7ürkiye’de sosyalizm demek bila kayd-ü şart Rus hâkimiyeti demektir” diyerek o dönemin acı gerçeğini özet lemişti...
★★★
Hazin olan, bürokrat sultasının sol diye yutturulmasıdır.
Yutturanlar da bürokratlar değil, solcu geçinen şaşkınlardır.
Özel sektör son derece sığ oldu ğu için devlete kapılanmak zorunda kalan, bürokratların dümen suyuna giren aydınlarımız...
O zamandan bu zamana Türkiye çok değişti, çok ilerledi.
Hazin olan, bir kısım aydının bugün gene bürokrasinin dümen suyuna girme özlemidir. Rahata alış tılar.
İşte bu nedenle, sorarsan “CHP’liyim” diyebiliyorlar.
“Eski güzel günlerini” özlü yorlar.
İleriye yönelik söyleyebilecekleri hiçbir şey de yok.
★★★
15 Temmuz darbe girişimi nin beşinci yıldönümünde, bir ara Meclis’teki tek sosyalist milletveki li olan 8fuk 8ras ilginç bir şey söy ledi:
“İlerici tanklar, gerici halk mottosu iflas etti!”
Gerçekten de öyle oldu.
Solcu geçinenler, darbe girişimin den açık ya da gizli bir haz duydular ve sotaya yatıp Erdoğan’ın devril mesini hatta öldürülmesini beklediler.
Tanklara bedenlerini siper edenler arasında pek “solcu” göremedik ne hikmetse...
Namazını kılan, başını örten halk direndi darbeye.
Demokrasiye sahip çıkan takkeli mi soldadır, viski içen Amerikan uşağı mı?
Bu halk iktidardan gitmez.
Sol havasını alacaktır, çünkü sol olamamıştır.
Ayrıca, gerçekten sol yönetim iste yen de halkın kaçta kaçıdır?
Kimse “yoklukta ve yoksullukta eşitlikten” yana değildir.
Bolşevikler bundan başka bir şey yapamadılar. Bizim halkımız bunu yemez.
Halkımız “bir kalkınma programı olarak sol” istemiyor. Kapitalizmi ve onun rahatlık ortamını tercih ediyor.
Çünkü serbestlik sever, zart zurta gelemez.