Sabah

Bodrum!.. Bodrum!..

-

Bunlar nasıl gazeteci, nasıl muhabir, nasıl yazardır Tanrım.. Senelerden beri Bodrum’da lahmacun ve şişe suyu fiyatların­dan öteye geçemedile­r.. Sayfalar, köşeler durmadan bunlarla doluyor.. Kimsenin de ses çıkardığı yok..

Lahmacun 70 lira olur muymuş.. Olur.. 170 lira da olur.. 1700 de..

Çünkü fiyatı, malın kalitesi ve maliyeti belirlemez..

Diyelim Bodrum’da bir lahmacun imalathane­si var. Ayni lahmacunu plajdaki seyyar satıcıya da veriyor, Maça Kızı’na da..

Seyyar satıcı 5 liraya satar, Maçı Kızı 170 liraya.. Neden?.

Kolay cevap “Maliyet..”

Plajdaki seyyarın maliyeti sadece lahmacuna ödediği para.. Peki Maça Kızı’nın..

Kullandığı en pahalı Bodrum arazisinin amortisman­ı, vergisi.. Kadroya ödediği para.. Vergi.. Sigorta.. Harcadığı su ve elektrik başta ekstra ödemeler.. Bunlardan düşen payı lahmacuna ekleyin bakalım ne olacak?.

Ama bu kolay, ahmakların bile anlayacağı bir cevap..

Asıl cevap çok farklı..

Bunu bana, ışıklar içinde yatsın, Kazım Baba öğretti, Los Angeles’ta..

Bir Olimpiyat, bir Dünya Kupası’nı LA’de izledim. Kazım Baba orada yaşıyordu 30 senedir. Bana her ama her yeri gezdirdi. Bir yemek yediğimiz yerde bir daha yemedik desem yeridir.

Hepsinde kalite muhteşem.. Ama fiyatlar çok farklı..

“Neden Kazım Baba” dedim.. “Bu fark neden oluyor?.”

“Fiyatı belirleyen yemek değil, o yemeği yerken yan masada kimi göre ceğindir” dedi.. “Lahmacunu liraya satan Hollywood Bulvarı’ndaki resto randa Elizabeth Taylor’u görme şan sın yok.. Ama ayni lahmacunu Rodeo Drive’de liraya satan mekknda yer sen, sağında Robert de Niro’ya, solun da Meryl Streep’e rastlayabi­lirsin.. Ev fiyatları ve kiraları da böyledir. Esas unsur aldığın mal değil, komşundur..”

Bunu kafanıza koyun dostlar.. Koyun da, işin felsefesin­i yazın. 10 yaşındaki çocuğun bile çiziktirec­eği kompozisyo­n ödevlerini değil..

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye