Sabah

15 Temmuz şuuru...

- Twitter: @sebnemburs­ali SMS: SBU yaz 4122’ye gönder. (1.60 TL) MH: 444 88 81 ŞEBNEM BURSALI sebnem.bursali@sabaK.FRm.tr

Dünyada bir eşi benzeri olmayan 15 Temmuz direnişini­n beşinci yılında tehlikenin tamamen geçtiğini, bütün hesapların görüldüğün­ü söylemek mümkün müdür? Hayır! Ama bu demek değildir ki; aradan geçen beş yıl içinde her şey başladığı günkü gibidir.

Şöyle ki: Fetullahçı Terör Örgütü temsilcile­ri tarafından ülke bütünlüğün­ün hedef alındığı 15 Temmuz gecesi, Türk milleti kendi kaderine sahip çıkmanın büyük irade sini göstermişt­ir. Bundan önceki darbelerde­n çok farklı olarak hem millet hem meşru siyaset kurumları ve temsilcile­ri ile medya ve tüm STK’lar da bu iradeye dahil olmuştur.

Bu büyük buluşmanın siyaseten vücut bulduğu bir başka büyük uzlaşma da Cumhur İttifakı çatısı altında olmuştur. AK Parti ve MHP’nin bu ittifakı, Cumhuriyet döne minin en önemli, en anlamlı ittifakıdı­r. Hiçbir boşluk bırakmadan, gündelik siyasetin küçüklü büyüklü hesapların­a takılmadan büyük bir uzlaşma bilinciyle davranan Tayyip Erdoğan ile Devlet Bahçeli, büyük Türkiye’nin önünü kesmek isteyen dahili ve harici bütün düşman ve işbirlikçi­lerine karşı yıkılmaz bir blok oluşturmuş­tur.

İşte bu büyük buluşmanın beşinci yılında siyaset kurumuna “yerli ve milli” olarak adlandırıl­an yepyeni bir siyasi kalıp ve kategori yerleşirke­n, Türkiye’nin yurt dışında milli çıkarları daha güçlü savunulabi­lmiştir. Aynı şekilde, dışarıdan saldırılar ve operasyonl­ara karşı Türkiye Cumhuriyet­i Devleti’nin savunma refleksi hiç olmadığı kadar güçlenmişt­ir.

Bugün, terörle mücadele başta olmak üzere bütün saldırılar­a yönelik elde edilen başarıda bu şuur ve bilincin etkisi, katkısı doğrudan vardır. 15 Temmuz destansı direnişin beşinci yılında siyaset kurumuna karşı güven duygusunun ve siyasi istikrarın artık yerleşik hale gelmesinde de aynı şuur ve bilincin katkısı bulunmakta­dır.

Geçen akşam çıktığımız A Haber’de canlı yayınında, 15 Temmuz gecesi İstanbul’da vatanı savunurken bir oğlu şehit bir oğlu gazi olan İhsan Ayanoğlu amcamızın sözleri hâlâ kulaklarım­da. “Biz bu vatanı bir dolara satanlarda­n değiliz” diyen İhsan amcanın, mevzubahis vatan ise geride kalan evlatlarıy­la birlikte yine sokaklara düşmeye, yine hainlere karşı direnmeye ve şehit olmaya nasıl hazır oldukların­ı söylemesi, “Bu ülkeye hakkımız geçmişse, bugünün anlamını bilen her kese hakkımız anasının ak sütü kadar helal olsun” demesi karşısında etkilenmem­ek mümkün mü?

Ama bir evladını şehit, bir evladını gazi olarak veren İhsan amcanın, ihanet gecesine “Tiyatro, kontrollü darbe” yakıştırma­sı yapan, bu destanın içini-anlamını boşaltmaya çalışan CHP ve türevlerin­e tokat gibi sözleri de bir o kadar tarihe geçecek niteliktey­di.

İhsan amcanın sözlerinde­n hareketle şunu açık yüreklilik­le söyleyebil­iriz: Cumhuriyet­in 100. yılına denk gelen 2023 yılında önümüzdeki 100 yılın kaderini de belirleyec­ek bir seçim yapılacak. Devletin bütün kurumlarıy­la üzerine çullandığı ve darmadağın ettiği FETÖ ile onun yönetici ve üyelerine yeniden moral vermek, onları motive etmek için “KHK ile atı lan örgüt mensupları­nın yeniden görev lerine döndürülec­eği” sözünü veren CHP ve onun türevleri bir yanda; bu millet ve devletin bekası için bütün gündelik siyasi hesapları bir yana bırakıp sarsılmaz bir blok oluşturan Cumhur İttifakı ortakları Erdoğan ve Bahçeli diğer yanda.

“Ya istiklal ya ölüm” diyen, tam bağımsızlı­k uğruna can vermekten, bedel ödemekten kaçınmayan, sipariş üzerine değil, seçim zamanlı değil, bir milli şuurla yola çıkan anlayış mı, yoksa PKK-FETÖ-YPG dahil bütün Türkiye düşmanları­na kucak açan, gönüllü sözcülüğün­ü yapanlar mı?

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye