Hep zarar hep zarar...
Sandıktan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çıktığı 24 Haziran 2018’den beri muhalefet tarafından ortaya atılan “seçimler erkene alınacak, hazırlı ğınızı yapın” senaryoları fos çıktı.
Erken seçim için kendinden emin şekilde seçmene gün veren bile artık bu konuyu gündeminden çıkardı.
Kimler bu öngörülere bakarak siyasi ve ekono mik planlarını şekillen dirdi, hayatını düzenledi bilinmez...
Ama seçimlerin, yeni hükümet modelinin öngördüğü takvime uygun olarak zamanında, 1,5 yıl sonra yapılacağı netleşti.
Sonra “siyasi cinayetler işlenebilir” diye söylenmeye başladılar.
Bir süredir, medyadaki kul lanışlı tipler üzerinden siyaseti ve kamuoyunu germeye çalışıyorlar.
İddialarıyla ilgili ortaya koyabildikleri hiçbir somut veri yok.
Aralarında eli en sağlam olan, kendisiyle ilgili suikast iddialarını “bir kadın doğum uzmanı kalabalıkta konu şulurken duymuş” diye “delillendiren” Ümit Özdağ... Gerisini siz düşünün.
Kurumsallaşmış bir demokraside yargı bu tarz terör spe külatörlerini ciddiye alır. Çağırır sorar. Bizde de böyle bir süreç işliyor mu, haberimiz yok.
Ne var ki daha önceki seçim dönmelerini terörle manipüle ettiklerine şahit olduğumuz meşru siyaset dışı odakların “aklına karpuz kabuğu düşürdükleri” kesin!
Derken son noktayı,
2023 seçimlerinde adaylığı İmamoğlu’na kaptırmamak için günden güne söylemini sert leştiren Kılıçdaroğlu koydu.
Çalışma odası dekorunda çektiği bir videoda bürokrat ları ve devlet memurlarını, parmak sallayıp “Geliyoruz ona göre...” diye tehdit etti.
Kemal Bey eski meslek taşlarına ne demek istiyor? “Devleti kilitleyin, bürok rasiyi yavaşlatın” diye siyasi talimat mı diyor?
Yeterince cesur olmadığı için Twitter’da paylaştığı videodan sorunun cevabını alamıyoruz. Belli ki avukatları metin üzerinde epeyce çalışmış...
Ama Kemal Beyin memur lara kendisine biat etmele ri için verdiği süre belli. 18 Ekim pazartesi, bugün doluyor!
Seçmenin mevcut sorun larına çözüm bulmak için iktidarı sıkıştırmak yerine, yine yeni sorunlar yaratıp toplumu gererek iktidarı alma taktiğinde karar kılan bu muhalefet Türkiye’ye zarardan başka ne getirebilir ki?