Ölümün işaret ettiği
Ömer 6eyIettin’in
“Kaşağı”sı çocuk yaşta öyle bir kardeş yarası açmıştır ki içimde ne zaman birinin kardeşine bir şey olsa bu yara kanar.
Bazı metinler böyledir, adeta vurgun yersiniz!
“Can veren oğullarının kara haberlerini alan annelerin için de kaynayan mahşeri” anlatan Erdem Bayazıt’ın o şiiri mesela.
§6ara¨ (GHEL\DW şairi Halis Altındağ’ın trafik kazası sonu cu vefatı üzerine 1Xri 3akdil usta mız şöyle yazmıştı: “Ölümle özdeş leşti otomobil. Kuşkusuz yaşamın da kardeşi oldu. Ölümle yaşam iç içe otomobilin içinde. Bir işaret ediyor, bir ona işaret ediyor. Halis Altındağ için ölüm yanı çalıştı otomobilin...”
Ahmet Çalık için “otomobilin ölüm yanı çalışınca” çocukluğumdan içime işleyen o kardeş yarası nasıl kanadı anlatamam.
Kardeşim gibi hissettim, kardeşim gibi hissediyorum. İçimde kaynayan bir mahşer gibi.
★★★
Oysa Ahmet Çalık’ı tanımı yordum. Daha doğrusu herkes kadar tanıyordum; Gençlerbirliği, Galatasaray ve en son olarak da .RnyasSRr’umuzda top koşturan milli futbolcumuzdu.
Adamlığını, yardımseverliğini, diğerkâmlığını, çocukları sevindirmek için yaptıklarını ve inanç dünyasını bilmiyordum...
Ahmet Çalık’ın ölümüne herkes üzüldü. Görebildiğim kadarıyla, aynı gün içinde TT de yapıldı. İçlerinde, “Hafta sonu maç yapacaktı, kara top rakta yatıyor şimdi” diye yazıklanan lar da oldu.
Sonra, herkes için “başkasının ölümü” oluverdi ve geçti bitti. Yani, durup üzerinde düşüneceğimiz ölüm pat diye §e[¨ oldu.
Esas konudan kaçarcasına haya tın hayhuyuna döndü herkes; gırtla ğına kadar politikaya!..
Ölümler de durup düşünmemize neden olmuyorsa, tükettiğimiz şeyle rin arasında bir şeydir hayat; “yaşan maya değer hayat” değildir.
★★★
Malumunuz, Antik Yunan mito lojisinde 6isiIRs, bir kayayı yuvar layarak bir tepenin zirvesine kadar taşımaya mahkûm edilmiştir. Her seferinde zirveye ulaşmadan hemen önce kaya aşağı yuvarlanır ve Sisifos aynı şeyi en baştan tekrarlamak zorunda kalır.
Bu döngü, sonsuza dek devam edecektir; §6isiIRsªXn laneti¨ budur.
Albert &amXs, “Sisifos Söyleni” eserinin sonunda bu miti aktara rak absürt olanın karşısında göste rilmesi gereken tutumu şöyle ifade eder: “Sisifos’u mutlu hayal etmek gerek...”
/aZrenFe .raXss’ın progra mına konuk olan :RRdy Allen, Camus’nün bu yorumunu tatmin edici bulmaz.
Neden tatmin edici bulmadığı nı da §5iIkinªin )estiYali¨ adlı yeni filmindeki “kahramanının” gör düğü bir rüyayı aktararak anlatır: “Rüyamda bir kayayı bir tepenin zir vesine taşımaya çalışıyor, durmak sızın itekliyorum. En sonunda kaya yı zirveye ulaştırmayı başarıyorum da! Ama şimdi elime ne geçiyor? Tepenin zirvesinde bir kaya!”
Ölümün hayata kattığı manaya ermeyince varılacak yer nihayetinde budur:
“Tepenin zirvesinde kaya!”
Bize istikamet ve dirayet gerek li. Bunun için de sabır. Lakin, İsmet gzel’in “Taşmayan sabır sabır değildir” dediği sabır değil, mer hum İlhami Çiçek’in “Satranç Dersleri”nde vurguladığı ontolojik sabır:
“Ve sabır olmasaydı, yeryüzünde bir gün kalınabilir miydi?”