Sabah

28 Şubatçılar içeride ama...

- 0DKPXW g9hR

*ünlerdir genç yaşta ölüme sürüklenen Enes Kaya üzerine yazılanlar­ı okuyorum. İçimizi acıtan bir ölüm karşısında bazı insanların çirkin bir biçimde siyaset yapmaların­a, İslam’ı ve cemaatleri topyekûn suçlamalar­ına doğrusu şaşırmıyor­um, ama tıpkı Enes gibi ruhum daralıyor.

Böylesine acı bir olayı bile ideolojik saplantıla­ra kurban etmeden konuşamıyo­ruz. Kendileri de bir “CEMAAT” olan laik aydınlar, gazetecile­r, solcular hep birlikte ayağa kalkıp bağırıyor:

“GERICI KUşATMA INTIHAR GETIR DI.”

“BU BATAKLıK KURUTULMAL­ı” ya da “TARIKAT YURDUNDA BASKı INTIHAR GETIRDI.”

Cumhuriyet’inden Birgün’üne neredeyse laik-sol gazete, o gazetelerd­e yazanlar tek bir merkezden talimat almış gibi aynı şeyi söyleyip duruyorlar. Bu nasıl özgürlükçü­lük, bu nasıl insani bakıştır?

Ölüm üzerinden siyaset devşirmek isteyenler, ne yazık ki o çocuğun yaşadıklar­ıyla ilgili değiller. Tek dertleri toptancı bir yaklaşım ve klasik ezberle dini değerleri suçlu ilan etmek. Oysa bu türden sıkışmalar, bunalımlar, anlam arayışları sadece o çevrelerde yaşanmıyor. Her toplumsal kesimde benzer sıkışmalar, bunalımlar yaşanıyor ve bu hepimizin sorunu.

Tarikatlar­ı, cemaatleri suçlu ilan edince iş bitmiyor. Bu açıdan öncelikle ailelere büyük iş düşüyor. Enes’in ailesiyle konuşamadı­ğı ve derin bir sıkışma yaşadığı çok açık. Bu gerçeği zamanında fark etmeyen, o anne babanın şimdi nasıl bir acı, nasıl bir pişmanlık yaşadığını kimse bilemez.

Allah kimseye evlat acısı vermesin... Laik veya dindar bütün aileler, benzer beklentile­rle çocukların­ı yönlendirm­eye çalışır. Ancak dengeyi korumak, kendi çocuğunu tanımak ve iletişimi koparmamak koşuluyla... Aksi halde kopuş yaşanırsa bedeli ağır olur. Tıpkı sevgili +ALIME K|KçE’nin dediği gibi:

“ENES KAYA GIBI ALıR BAşıNı

GIDER DE YüREğIMIZE BIR TAş OTU

RUR. NE YAPSAK O TAşıN AğıRLığıND­AN KURTULAMAY­ıZ. YARAMıZ KABUK BAğ LAR, YER IçER BELKI GENE GüLERIZ AMA BIR LAHZA AKLıMıZA GELIR VE BIR SüRü ‘Şöyle yapmasaydı­m, bunu demeseydim, keşke o kadar zorlamasay­dım’LAR DIZILIR BOğAZıMıZA...”

Böyle derin bir acıyla karşı karşıyayke­n, nedense demeyeceği­m, çünkü bilinçli bir biçimde Türkiye’de sadece dindar çevrelerde bu tür aile içi baskılar yaşanıyor gibi bir mantık yürütülüyo­r. Bu doğru değil... Bugün Batı toplumları­nda durum daha da vahim ve derin bir toplumsal bunalım yaşanıyor... İntihar oranları, en gelişmiş Almanya, Fransa ve İngiltere gibi ülkelerde inanılmaz boyutlarda.

Bu gerçekler ortada dururken, bizdeki aydınlanma­cılar, ne zaman benzer bir olay yaşansa işi getirip İslam’a bağlıyor. Bu tipik 28 Şubat mantığı... Daha doğrusu tektipçi, jakoben bir yaklaşım. Medyada, aydınlar arasında, siyasette ÖZGüR ÖZEL gibi tektipçile­rin sayısı hiç de az değil. 28 Şubat darbeciler­i içeride ama ne yazık ki zihniyetle­ri hâlâ medyada, siyasette varlığını sürdürüyor ve her fırsatta yeniden hortluyor.

Bu yüzden sadece siyasi meselelerd­e değil, insani meselelerd­e bile ortaklaşam­ıyor, acıları paylaşamıy­oruz.

 ?? ?? PDKPXW RYXU#VDEDK FRP WU
PDKPXW RYXU#VDEDK FRP WU

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye