CHP elitist mi halkçı mı?
CHP’yle ilgili şu sorunun yanıtını ne kla sik CHP’liler ne de sonradan CHP’li ve “Atatürkçü” kesilen sosyalistler verdi: “CHP neden 20 yıldır oyunu artıramadı?”
Kimi “karnını kaşıyan adam”ı sorumlu tuttu, kimi etnik ve dini kimlikleri öne çıkaran ları suçladı, kimi de suçu CHP’nin başına gelen siyasi aktörlerin beceriksizliğine bağladı. Oysa hiçbiri CHP’nin tektipçi ve statükocu yapısına dönüp bakmadı, bakamadı. Hepsi de “evdeki bulguru” kaybetmekten korktu. Bu nedenle ne geçmişte ne de bugün CHP’nin siyasi mis yonuyla gerçek anlamda bir yüzleşme ya da son dönemdeki deyimle “helalleşme” olma dı, olmazdı da.
Bunu CHP tarihinde en yüksek oyu alan Ecevit bile gerçekleştiremedi ve çareyi ayrıl makta buldu.
Bugünlerde seçim havasına girildi ya, yine CHP çevresi o bitmeyen “CHP neden oyunu artıramıyor?” tartışması başlattı. Aslında hepsinin arka planda başka hesapları olduğu için sahici olamıyorlar ve bahane üretiyorlar. Şimdiki bahaneleri de Kılıçdaroğlu’nun kimliği nedeniyle kazanamayacağı ve yaşadığı gelgit ler. Bu konuda en sert yazıyı yazanlardan biri de arka plan hesaplarıyla siyaseti dizayn etme ye çalışan Soner Yalçın...
Son yazısında haklı birçok eleştirisi olsa da şöyle bir tespit yapıyor:
“Acı olan bu ülkenin sosyalistlerinin de parmak sallayan/işaret eden seçkinci ‘beyaz kitleye’ uyum sağlamış olması! Ezen ezileni/sınıf’ı unuttu, etnisiteye yenik düştü çoğu. ‘Tık’ almak/kabul görmek onca yıldır ezilen bedenlere-ruhlara iyi geldi demek!
Biz niye böyle olduk? Kimlik siyasetine bu derece nasıl yenildik?”
Bu tespiti okurken insan ister istemez nasıl bir sonuç çıkaracağını merak ediyor. Çıkardığı tek sonuç var: Deniz Baykal’ı günah keçisi ilan etmek...
Şöyle diyor: “CHP elitliğe nasıl yenildi? Programı dışlayan popülist virüs, Deniz Baykal ile bulaştı partiye... Kılıçdaroğlu’nun onca çabasına rağmen CHP bu virüsten kurtulamıyor; çünkü Baykal virüsü mutasyona uğradı sosyal medyaya dönüştü!”
El insaf... CHP’nin 72 yıldır tek başına ikti dar olmamasının ve 20 yıldır da oyunu artıra mamasının tek müsebbibi Baykal mı?
Buna cevabı Rahşan Ecevit versin... Mehmet Çetingüleç’in Ecevit’in Anıları kitabında Rahşan Ecevit, “Balo yerine çay partisi dönemi” başlığıyla bakın geçmişi nasıl anlatıyor:
“O zaman CHP adında ‘halk’ olduğu halde halkla birlikte olmuyordu. Balolar yapıldığında ‘Bu davetlerin kapısından baktığınızda içeride halkı göremezsiniz’ derdim hep... Sonra Bülent genel sekreter olduğunda rahatlamıştım.”
İçinde “halkın” olmadığı bir halk parti si gerçeği hep vardı. Solun darbelerle ilişkisi de bu elitist yaklaşımın ürünü. Bu zihniyeti değiş tirmeye hiçbir liderin gücü yetmedi. Dahası öyle bir düşünceye sahip bir lider de gelmedi. Öyle görünen Kılıçdaroğlu bile beceremedi ki oylarda bir kıpırdanma yok. Bundan sonra olması da zor görünüyor. Bu geçmiş kabul edi lip gerçek bir yüzleşme yaşanmadan ve suçu da başkalarına atmadan ne sahici bir helalleş me adımı atılır ne de tek başına iktidar şansı yakalanır.