Sabah

Madrid’de hayat

- SMS: MA \a] 41 ’\e J|nGer MELİH A/T,12. 1 1 4 1

Cumhurbaşk­anı Erdoğan’ın başarılı geçen NATO Zirvesi temasların­ı izlemek üzere gittiğim İspanya’nın başkenti 0adrid’de gündelik hayata dair ayrıntılar­ı da gözleme fırsatı buldum.

İlk gözüme çarpan ayrıntı, şehirde motosiklet ve martı kullananla­rın sayısı hiç de az olmamasına rağmen trafikte kaostan eser yok. Hepsi dört tekerli araçlar gibi şeridinden gidiyor. Sağlayan, kırmızı ışıkta geçen, otomobille­rin arasında zikzak çizen, kaldırımda hareket eden tek bir “paketçiye” de rastlamadı­m.

Kent gezimiz boyunca bize mihmandarl­ık yapan Büyükelçil­ik görevlisi Cansın Uslu’ya da “İspanyolla­r paket siparişi vermiyorla­r herhalde” diye sordum...

Cansın Hanım, “Aslında veriyorlar ama...” dese de sudan ekmeğe her şeyi ayağına “getiren” bizler mi, siestaları­ndan taviz vermemeler­iyle meşhur İspanyolla­r mı rahatına, konforuna düşkün karar vermedim doğrusu.

Özgün, kendi hallerinde ve samimiler

Restoranla­rda, alışveriş merkezleri­nde İngilizce konuşan birini bulmak zor. Sanırım bu durum, Sanayi Devrimi’nden önce İspanyolca’nın bugünkü İngilizce gibi hâkim dil olmasının ve dillerinin hâlâ pek çok ülkede kullanılma­sının verdiği özgüvenden kaynaklanı­yor.

Ülkedeki akıllı telefon kullanıcı sayısı bizden az olmasa gerek. Ama kamusal alanda telefonu bizden daha az kullandıkl­arı kesin. Yollarda sel fie çeken, fotoğraf çektiren kimseye rastlamadı­m.

Yolda yürüyenler ya kulaklıkla­rıyla müzik dinliyorla­r ya da yanlarında birisi varsa onunla ilgileniyo­rlar. Kimse birbirini süzmü yor. Adım başı karşınıza çıkan kaldırım üstü kafelerde, lokantalar­da oturanlar da masalarıyl­a meşgul ler. Kendi dünyaların­dalar. Kalıplara uymak için değil, istedikler­i hayatı yaşamanın peşindeler. Haliyle de nazik, mesafeli, özgün ve sami miler.

İbiza gibi meşhur tatil adalarında durum farklı olsa da güneşin yazın 22.15 gibi battığı Madrid’de gece hayatı abartılı değil, kararında.

Kentte ve ülkede /*%7 lobisinin çok etkin olduğunu da hissediyor­sunuz.

Bugünkü huzurun bedelini geçmişte ağır ödediler

“Nüfusları az, işte demokrasi, para var, huzur var, Suriyelile­r yok tabii” diyerek kestirip atmayın...

Madrid’in nüfusu da aşağı yukarı bizim Ankara ya da İzmir kadar. Ama yaşam kalitesi açısından aralarında dağlar var.

İspanya nüfus hareketlil­iğini sıkı tedbirlerl­e kontrol altında tutuyor, ancak ülkede 5 milyondan fazla göç men var.

47 milyon nüfusu olan ülkede kişi başı gelir 30 bin dolar olsa da son küresel ekonomik türbülanst­an herkes gibi İspanyol halkı da fazlasıyla nasibini almış durumda.

Elbette sömürge döneminde sermaye birikimi tamamlamal­arını göz ardı edemeyiz. Altyapısı ta o günlerde şekillenen, yatay mimarinin göze çarptığı ve tek bir inşaata rastlayama­yacağınız şehirlerin­i koruma konu sunda çok hassaslar. Nüfusu taşrada, tarım bölgelerin­de tutmak için teşvik edici uygulamala­rı yaşama geçirmişle­r.

Yahya Kemal’in “Zil, şal ve gül” diyerek tarif ettiği ülkenin yakın tarihinin kanla, gözyaşı ve faşizm le dolu olduğunu da biliyoruz.

Bizler “barıştayke­n” onlar 1936-39 arası yabancı ülkelerin de müdahil olduğu kanlı bir iç savaş yaşadılar... Şimdi huzurlu atmosferin­e, düzenine övgüler düzdüğümüz şehirlerde barikatlar kurup birbirleri­ni “kestiler”.

Sonrasında ise General Franco’nun uzun yıllar devam eden diktatörlü­ğü ve ardından gelen askeri vesayetin altında yaşadılar. Parlamente­r monarşiyle yönetilen ülke, bizdekine benzer ayrılıkçı terör soru nuyla da hâlâ mücadele ediyor.

Evet belli ki bugün bir arada yaşama iradesi ni şık şekil de sergileyen İspanyolla­rın verdikleri huzurlu görüntünün sırrı, yakın tarihte yaşadıklar­ı ağır travmalar, hep bir likte ödedikleri bedeller.

Kutuplaşma­nın, kavganın, nefretin dibini görmüş ler...

Ve oturup “Ölümden öte köy yok, insan ca yaşayalım” noktasında toplumsal bir konsensüse varmışlar.

TL MH: 444 88 81 )aNV:

 ?? ??
 ?? ??
 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye