Türkiye bunu hak etmiyor
Ak Parti, geç tiğimiz ay “7ürkiye Yüzyılı” başlık lı programla seçim startını vermişti.
CHP de “İkinci Yüzyıl’a Çağrı” başlığıyla hem seçim startını verdi hem de Kılıçdaroğlu’nun adaylığı nı bir nevi tescil ettirmiş oldu.
CHP’nin başlığındaki Ak Parti’den alınan bariz “ilham” dışında iki prog ram arasında bir benzerlik yoktu: Salondaki koordinasyonsuzluk, formatın sanki panel ortamıymış gibi olağanlığı, katılımcıların durgunluğu, vb.
Kılıçdaroğlu bir lider olarak orta ya kendini koymak yerine bol bol ekip tanıtımı yaptı. Ancak çevresine topladığı insanlar ya siyasette kendi ni şimdiye dek gös terememiş albeni si olmayan kişilerdi ya da CV’si güzel ama ne siyaset ne de devlet tecrübesi olmayan kişilerdi.
Programa dair en büyük eleştirim se Amerikalı danışman Jeremy Rifkin ile CHP’nin kurduğu ilişkiydi. Düşünsenize Türkiye gibi büyük bir ülkenin ikinci partisisin. Ana muhalefetisin. İktidardan sonraki en önemli temsil sahibisin.
Ve parasını verip tuttuğun Amerikalı bir danışman, tenezzül edip Türkiye’ye bile gelmeden, Washington’daki evinden bağlanarak size ders anlatıyor. Siz de “Atatürk’ün partisinin lide ri” olarak ekibinizle oturduğunuz yer den ders dinler gibi onu dinliyorsunuz. Üstelik bunun da övünülecek bir durum olduğunu sanıyorsunuz ve “7ürkiye bunu hak ediyor” diyerek takdim edi yorsunuz.
Üstelik Rifkin, buzul çağından okya nuslardaki gaz emisyonuna her yerde yaptığı klişelerle dolu bir sunum yaptı. Ne Türkiye’nin acil sorunlarından ne de ülke iç dinamiklerinden haberdar dı. Salonda ise kulaklıklar sadece pro tokolde olduğu için geride kalan hiçbir CHP’li İngilizce bilmiyorsa konuşulanla rı anlamadı.
“Sömürge ruhlu” olmak nedir diye sorulsa, bu fotoğrafı göstermek yeterli aslında. Türkiye bunu hak etmiyor!