Dezenformasyon can alıyor
Yanlış bilginin kasıtlı olarak yayılması anlamına gelen dezenformasyonun pek çok zararının birebir şahidiyiz. Ne var ki deprem gibi afet zamanlarında yapılan dezenformasyon, açtığı sonuçlar itibariyle can alıcı seviyeye gelmiş durum da. Birkaç örneğe birlikte bakalım:
“Malatya’daki Kızılay kan mer kezi tamamen yıkıldı”
“Depremde zarar gören Mersin Şehir Hastanesi boşaltılıyor”
“Hatay Yarseli Barajı patladı. Çevresi tahliye ediliyor”
“Kahramanmaraş’ta volkanik hareketlilik var. Yanardağ patladı”
“Afgan yağmacılar, enkazda ki naaşların kolunu kesip altınları nı çalıyor”
Bu dezenformasyon örneklerinin her biri sadece halkta paniğe yol açmak la kalmıyor; kan vereceksen gitmekten vazgeçiyorsun, hastan varsa sapasağ lam ve en geniş imkanlı tesis dururken hastanı götürecek başka yer arıyorsun, mülteci gördüğünde saldırmaya hazır bir psikolojiye giriyorsun, vb.
Bunun en feci örneği Yarseli Barajı’nın patladığı ve çevresinin tahliye edildi ği yalanıydı. Çevresindeki bazı arama kurtarma çalışmaları askıya alın dı. Binlerce depremzede araçları na binerek şehri terk etmeye kalktı. Polis ve asker durumu kontrol altı na almak ve bunun doğru olmadığını anlatmak için asli görevlerini bırak mak zorunda kaldı. Şehrin boşaldığı nı gören yağmacılara gün doğdu, vs.
En acısı ise şüphesiz adres bilgi si vererek enkaz altında olduğunu yayan yalancılardı. Kurtarma ekipleri adreslere gitti, yıkılmamış binala rı görüp esas mağdurları aramaya geri döndü. Ancak o çok kıymetli zaman kaybedilmiş oldu.
Dezenformasyon, hafife alınacak bir konu değil. Toplum huzuruna ve insan hayatına tehdit haline geldiğini birebir gördüğümüz bu yalancılara lütfen bede li ödetilsin.
SMS: HKA yaz 4122’ye gönder. (1.60 TL)
MH: 444 88 81
artın’ın Amasra ilçesinde geçen yıl Ekim ayında meydana gelen ve 42 madencinin hayatını kaybettiği maden kazasından yaralı olarak kurtulan madenci Umut Güneş, günlerce hastanede tedavi gördükten sonra taburcu oldu. Mesai arkadaşlarını o kazada kayebdeb Güneş, asrın felaketi yaşanınca, 10 arkadaşı ile gönüllü olarak Kahramanmaraş’a gelerek enkaz alanlarında çalışmaya başladı. SABAH’a konuşan Güneş “Maden faciasından sağ kurtulduğumda hafızam yerinde değildi. Birçok arkadaşımı kaybettiğimi, sonradan öğrendim. İşi döndüğümde, arkadaşlarımızın emaneti hatıraları vardı. Arkadaşlarını, kardeşlerini kaybetmek çok acı. Ben de belki buradaki insanların dualarıyla hayatta kaldım. Beni buraya çeken de içimdeki ses oldu. 5 yaşındaki çocuğumu ve hamile eşini geride bırakıp Kahramanmaraş’a geldim. Daha çok yardım etmeyi ve insanları daha çok sevindirmeyi kendime borç bildim. Devletimize, milletimize borcumuz var. Kimsenin arkadaşı, kardeşi
vefat etmemesi için uğraşıyorum. Elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum. Kendim bu acıyı yaşadığım için başkalarında acı yaşamamasını istiyorum. Ailemi çok seviyorum kimse de ailesini kaybetmesin istiyorum. Bu facialar bizi birbirimize daha çok yakınlaştırıyor” dedi.
İzmir depreminde 12 yaşındaki oğlu Berk’in cansız bedenini elleriyle enkazdan çıkartan Meryem Öztürk yas sürecinde Enkazdan çıkmak için enkaza girmem lazım” diyerek AKUT gönüllüsü oldu. Depremi duyar duymaz Gaziantep’e giden Öztürk arama kurtarma çalışanlarına katıldı. Alana giden ilk ekiplerden birine dahil olan Meryem Öztürk SABAH’a konuştu: AKUT gönüllüsü olmak istediğimde ‘Çocuğumu enkazdan çıkarttın, enkaza nasıl gireceksin?’ diyenler vardı. Ama benim çıkış noktam bu oldu. İçime kapandım, işimden istifa ettim ama bir cana dokunabilmek beni daha mutlu edecekti. Berk’in güçlü annesi olarak kalmaya devam etmek istiyorum.